İnkılap tarihi

I. İnönü Savaşı (6-10 Ocak 1921) :

Nedenleri:

1.İtilâf Devletleri desteğinde, Sevr antlaş­masını Türklere kabul ettirmek.

2.TBMM ordularını yok edip Ankara'ya kadar olan Türk topraklarını ele geçirmek ve TBMM'ni kapatmak.

3. Demiryollarının   kavşak   noktası   olan Eskişehir'i ele geçirmek.

- Yapılan savaş sonunda Yunan ordusu yenilgiye uğratıldı.

Sonucu:

1- Düzenli ordunun ilk askeri  zaferdir.

2- TBMM Hükümetinin moral ve otoritesinin artmasını sağladı. Türk Milletinin azmini ve kurtuluş umudunu güçlendirdi.

3- İtilâf Devletleri arasında bazı anlaşmazlık­lara yol açtı ve Londra Konferansının top­lanmasına sebep oldu.

4- Sovyet Rusya ile Moskova Antlaşması imzalandı.(16 Mart 1921)

5- Afganistan ile dostluk antlaşması imzalandı.

6- İsmet Paşa Albaylıktan generalliğe terfi etti.

7- Çerkez Ethem isyanı bu zaferden sonra bastırıldı.

8- 20 Ocak 1921’de ilk anayasa ( Teşkilat-ı Esasiye) ilan edildi.

9- 12 Mart 1921’de İstiklal Marşımız kabul edildi. ( Milli bilinci ve bağımsızlık coşkusunu pekiştirmek için hazırlandı.)

** İstiklal Marşının yazarı Mehmet Akif Ersoy, bestecisi Zeki Üngör’dür.

 

Londra Konferansı (21 Şubat - 12 Mart 1921): İtilaf Devletleri, TBMM'nin başarılarından endişelendiler ve Sevr Antlaşmasını biraz değiştirerek TBMM'ne kabul ettirmeyi dü­şündüler. Bu amaçla, İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan Londra Konferansını topladılar.

- Bu konferansa İstanbul Hükümeti yanında TBMM Hükümeti direk çağrılmadı. TBMM bunu kabul etmeyince İtalya aracılığı ile TBMM Hükümeti de resmen davet edildi.  İstanbul Hükümetini Tevfik Paşa, TBMM Hükümetini de Bekir Sami Bey temsil edi­yordu. Tevfik Paşa söz hakkını Bekir Sami Bey'e bıraktı. Bekir Sami Bey de Misak-ı Millî ile tespit edilmiş olan haklarımızı belirtti.

Konferans anlaşma sağlanamadan dağıldı.

- TBMM zaten, bu konferansa: 1- Misak-ı Milli'yi duyurmak.. 2- İtilâf Devletlerinin "Türkler barış görüşmelerine yanaşmıyorlar, savaşı uzatıyorlar." gibi bir propagandaya girişmelerine imkân vermemek 3- TBMM’nin ulusun temsilcisi olduğunu duyurmak için konfe­ransa katılmıştı.

* Bu konferansla, Türkiye Büyük Millet Mec­lisi, İtilâf Devletleri tarafından hukuken (resmen) tanınmış oluyordu.

 

Moskova Antlaşması(16 Mart 1921):Rusya'da 1917 Bolşevik ihtilâli ile Çarlık rejimi yıkılmış ve Rusya I. Dünya Sa­vaşından çekilmişti. Bunun üzerine Batılı devletler Rusya'ya karşı cephe aldılar.

Rusya da, Batılı devletlerin Anadolu'yu ele geçirme çabalarından endişe duymaya başladı. Çünkü Anadolu'nun işgali, Rus­ya'nın güney sınırlarını da tehlikeye so­kardı. Bu yüzden Rusya, TBMM ile yakın­laşmaya başladı, önce Misak-ı Milli'yi ta­nıdı.

I. İnönü Zaferinden sonra Türk Milleti'nin gü­cünün daha da artması üzerine Moskova Antlaşması imzalandı.

Buna göre:

1. Doğu sınırımız çizildi.

2. İki devlet arasında karşılıklı yardımlaşma kabul edildi.

3. Birinin tanımadığı devletler arası anlaşmayı diğeri de tanımayacaktı. (Rusya Sevr’i ret etmiş oldu.)

-  Afganistan'dan sonra Rusya da yeni Türk Devletini tanıdı.

- Doğu sınırımız güvenlik altına alındı. Buradaki Türk kuvvetleri diğer cephelere kaydırılarak bu cepheler güçlendirildi.

 

II. İnönü Savaşı (26 Mart-1 Nisan 1921):Londra Konferansında yeni Türk Devletine isteklerini kabul ettiremeyen itilâf Devletleri Yunanistan'ı yeniden saldırıya geçirttiler. Amaç yine I. İnönü Savaşındakinin aynısı idi. Sonuç da aynı oldu. Yunanlılar yenildi. Bu başarı TBMM Hükümetinin otoritesini artırdı. Halkın orduya olan güvenini pekiştirdi. İtalya bu zaferden sonra Antalya ve Muğla’dan çekilmeye başladılar.

-Mustafa Kemal, ismet Paşa'ya "Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makûs tali­hini de yendiniz." sözünü bu zafer üzerine söylemiştir.

 

Kütahya - Eskişehir Savaşları (10-24 Temmuz 1921): 

-Üst üste yenilgiye uğrayan Yunanlılar bü­yük bir hazırlık yaparak şiddetli bir saldı­rıya geçtiler. Afyon, Kütahya, Eskişehir Yunanlıların eline geçti.

Türk ordusu daha elverişli şartlarda savaş­mak üzere Mustafa Kemal'in emriyle Sakarya’nın doğusuna çekildi. Ordumuzun fazla kayıp vermesi önlendi. Araç - gereç sağlandı. Yunan kuvvetleri, Anadolu içine çekilerek mevzilerinden uzaklaştırılmış oldu.

-  Ancak, önceki başarıların yarattığı iyim­serlik   kayboldu.   Hükümet   merkezinin Kayseri'ye taşınması bile gündeme geldi. Fakat TBMM kabul etmedi.

- Bu savaşla Türk ordusunun daha saldırı (taarruz ) gücü olmadığı anlaşıldı.

 

Savaşa Rağmen Eğitim Kongresi: Maarif nazırı (milli eğitim Bakanı)Hamdullah Suphi Bey Eğitim sorunlarını ve ilerideki eğitim politikalarını konuşmak üzere konferans ayarlamıştı. Kütahya Eskişehir savaşlarını görünce M. Kemal’e konferansı isterse erteleyelim dedi. M. Kemal eğitimin önemli olduğunu cehaletin eğitimle yenileceğini söyleyerek kongrenin toplanmasını istedi. Kendiside bizzat katılarak konuşma yaptı.15-21 Temmuz 1921 tarihleri arasında yapıldı.

 

M. Kemal’e Baş Komutanlığın Verilmesi (5 Ağustos 1921):

- Kütahya- Eskişehir Savaşları sonunda ordu geri çekilince Meclis içinde bir grup M. Kemal’in ordunun başına geçmesini istedi. M. Kemal orunun başına geçeceğini ancak Meclisin tüm yetkilerinin kendine bir süre için verilmesini istedi. Uzun tartışmalar sonunda M. Kemal meclisin tüm yetkilerini üç aylığına alarak  alarak baş komutan oldu. Ve Tekalif-i Milliye emirlerini hazırladı.

Tekalif-i Milliye Emirleri (8 Ağustos 1921):

Tekalif-i Milliye ulusal yükümlülük anlamına gelir. Sakarya Savaşı öncesi hazırlanıp yayınlanmıştır. Buna göre:

1- Her ilçede Tekalif-i Milliye komisyonları kurulacak.

2- 40 yaşına kadar olan herkes askere alınacak

3- halkın ve esnafın elinde olan giyim eşyası, hayvan ve yiyeceğin %40’ı parası sonra ödenmek şartı ile alınacak

4- Her aile bir askeri giydirecek iç çamaşırı, çorap ve ayakkabı hazırlayıp verecek.

5- Akaryakıt, haberleşme araçları, kamyon lastiklerinin %40’ı devlete verilecek.

6- Halkın elindeki silah ve cephane orduya teslim edilecek

7- Ülkede tüm zanaatkarlar (demirci, dökümcü, marangoz vb.) ordunun emrine alınacak.

Sakarya Savaşı(23 Ağustos-12 Eylül 1921):

-  Yunanlılar Türk ordusunu hazırlıksız yaka­lamak için 23 Ağustos 1921 de şiddetli bir saldırıya geçti.

-  Mustafa Kemal askerlerine "Hattı müdafaa yoktur. Sathı müdafaa vardır. O satıh bü­tün vatandır. Vatanın her karış toprağı va­tandaş kanıyla ıslanmadıkça bırakılamaz." emrini verdi. Savaş 22 gün ve gece sürdü. Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa ve Batı Cephesi Komutanı ismet Paşa yönetimin­deki Türk ordusu büyük bir zafer kazandı.

Sonuçları:

- Türk Milletinin bağımsızlık azmi daha da güçlendi.

- Türklerin, 1683 II. Viyana ku­şatmasından beri devam eden geri çekilişi durdu.

- Mustafa   Kemal'e   "Gazilik"   unvanı   ve "Mareşallik" rütbesi verildi.

- Yunanistan taarruzdan savun­maya geçti.

- İtilâf Devletleri, Yunanistan'dan uzaklaş­maya başladı.

- Kafkas Cumhuriyetleri ile Kars Antlaşması imzalandı.(13 Ekim 1921)

- Fransızlarla Ankara Antlaşması imzalandı.(20 Ekim 1921)

- İtalya yurdumuzu terk etti.

Kars Antlaşması (13 Ekim 1921): 

TBMM Hükümeti ile, Sovyetler Birliği ara­sında daha önce imzalanan Moskova Antlaşmasının, Sovyetler Birliğine bağlı Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan ta­rafından da imzalanmış olmasından iba­rettir. Doğu sınırımız kesin şeklini almıştır.

 

Büyük Taarruz Ve Başkumandanlık Meydan Muharebesi (26-30 Ağustos 1922): 

-  Sakarya'da yenilen Yunanlılar, işgal ettik­leri yerleri ellerinde tutabilmek için savun­maya geçtiler.

- Türk ordusu yaklaşık bir yıllık hazırlıktan sonra düşmanı Anadolu'dan sö­küp atmak için, 26 Ağustos 1922 de taar­ruza geçti. Devletin bütün imkânları ile do­natılan Türk ordusu, Yunan kuvvetlerini kuşattı. 30 Ağustos günü, muharebeyi doğrudan Başkumandan Mustafa Kemal yönetti. Dumlupınar'da Yunan kuvvetleri yok edildi. Kesin zafer kazanıldı.

-  Mustafa Kemal'in "Ordular! ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!" emriyle Yunanlılar takip edildi. Yunan Başkumandanı Trikopis esir alındı. Türk kuvvetleri 9 Eylül 1922 de İzmir'e girdi.

Bu zafer, Anadolu'nun sonsuza kadar Türk vatanı kalacağını dünyaya ispat etti.

 

Mudanya Ateşkes Antlaşması (11 Ekim 1922): Batı Anadolu'nun, Yunanlılardan temiz­lenmesinden sonra Türk kuvvetleri Boğazlar ve İstanbul'a yürüdü, İngiltere, Boğazlar ve İstanbul'u savun­mak istediyse de, Fransa ve İtalya'dan gerekli desteği göremedi. Sovyetler Birliği de Türkleri destekleyeceğini açıklayınca, ateşkes görüşmelerini kabul etmek zo­runda kaldı.

Türkiye, İngiltere, Fransa ve İtalya ara­sında Mudanya Ateşkes Antlaşması im­zalandı.

Buna göre:

1. Doğu Trakya (Edirne dahil), Meriç Irmağının sol sahiline kadar Yunan ordusu tarafından boşaltılacak ve TBMM Hükümetine teslim edilecek. Türkler barış imzalanana kadar Doğu Trakya'da sekiz bin jandarma bulunduracak.

2. Boğazlar ve İstanbul TBMM Hükümeti yö­netimine bırakılacak.

3. İtilâf Devletlerinin kuvvetleri, barış imzala­nıncaya kadar İstanbul'da kalacak.

Önemi:

* Boğazlar, İstanbul ve Doğu Trakya, savaş yapılmadan kurtarılmıştır..

- Mondros Ateşkes Antlaşması hükümsüz hale gelmiştir.

- İstanbul TBMM’ye bırakılması ile Osmanlı saltanatı hukuken sona erdi .( Resmen Saltanatın kalkması ile sona erecek.)

- Kurtuluş Savaşımızın Savaş dönemini bitiren antlaşmadır.

Kuva-i Milliye: İşgallere karşı ilk anda düzenli ordular kurma imkânı olmadığından, çeşitli bölgelerde; düşmana direnmek, düşmanı oyalamak amacıyla kurulan bölgesel nitelikli silahlı halk kuvvetlerine Kuva-i Milliye (Milli Kuvvetler) denir. Bu direniş gittikçe güçlenerek “Kuva-i Milliye Ruhu”nu oluşturdu.

İlk direnişi Hatay’da Fransız ve Ermenilere karşı başlatan milli kuvvetlerin, düzenli olarak ilk mücadelesi, İzmir’in işgalinden sonra Batı Anadolu ve Trakya’da Yunanlılarla oldu.

Oluşma Nedenleri

  • Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’ndan yenik ayrılması
  • Mondros Ateşkesi’ne göre ordularının terhis edilmesi
  • Anadolu’nun yer yer işgal edilmesi
  • Osmanlı Hükümetinin işgallere karşı duyarsız kalması ve halkın güvenliğini sağlayamaması
  • Düzenli ordu kuruluncaya kadar zaman kazanılmak istenmesi

Olumlu Çalışmaları (Yararları)

  • Düşman ordusunun ilerleyişini yavaşlattılar
  • Düzenli ordunun kurulmasına kadar askeri boşluğu doldurdular
  • TBMM’ye karşı çıkan ayaklanmaların bastırılmasında önemli katkıları oldu
  • En önemli yararı; ulusal bilincin uyandırılmasını sağlamak olmuştur

Olumsuz Çalışmaları

  • İhtiyaçlarını karşılamak amacıyla halka karşı zor kullanmışlardır
  • Askeri disiplinden yoksundurlar
  • Dağınık birlikler halinde örgütlenmişlerdir
  • Merkezi otoriteye (TBMM’ye) karşı çıkarak daha sonra ayaklanmışlardır (Örn. Çerkez Ethem)

 

Mustafa Kemal’in Samsun’a Çıkışından Önceki Durum

  1. Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı’ndan yenik ayrılmıştır. Osmanlı ordusu dağılmıştır.
  2. Mondros Ateşkes Antlaşması imzalandı (M. Kemal, I. Dünya Savaşı bittiğinde Yıldırım Orduları Grup Komutanı idi. Mondros Ateşkesi imzalandıktan sonra İstanbul’a geldi).
  3. Ülkeyi savaşa sokanlar (İttihat ve Terakki Cemiyeti) yurttan kaçmış.
  4. Osmanlı Hükümeti (Vahdettin ve Sadrazam Damat Ferit) sorunlara kayıtsız kalmış.
  5. İtilaf Devletleri ülkenin önemli bölgelerini işgal etmiş.
  6. Türkler yerel direniş örgütleri kurmuşlar.

Mustafa Kemal’in Samsun’a Çıkışı (19 Mayıs 1919)

Gönderilme Nedenleri

  1. Samsun ve yöresindeki Pontus Rumları ile Türkler arasında çıkan ayaklanmaları önlemek için 9. Ordu Müfettişi olarak görevlendirildi.
  2. M. Kemal’i İstanbul’dan uzaklaştırmak istiyordu. Nedeni: Hükümet işlerine karışması; Çanakkale kahramanı olarak halk arasında sevilmesi; ittihatçı olması.

Gitme Nedenleri

  1. Milli mücadeleyi başlatmak ve milli egemenliğe dayalı bir devlet kurmak istemesi
  2. Samsun ve yöresindeki Türk direnişini daha örgütlü duruma getirmek istemesi
  3. İstanbul’da kalarak vatanın kurtuluşuna katılmasının olanaksız olması
  4. İstanbul Hükümetinin vatanın kurtuluşu için hiçbir eyleme girişmemesi

NOT: M. Kemal, İngilizlerin isteklerini yerine getirmek ve Mütareke şartlarını uygulamak amacıyla Doğu Anadolu’da sivil ve askeri kurumlara emir verme yetkisiyle Samsun’a gitti.

NOT: 19 Mayıs 1919 tarihi Kurtuluş Savaşı’nın başlangıç tarihi olarak kabul edilir.

Samsun’da Yayınladığı Genelgeye Göre

  1. Samsun bölgesi Rumları, siyasi emellerinden vazgeçerse güvenlik kendiliğinden düzelir.
  2. Türklüğün, yabancı manda ve denetimine tahammülü yoktur.
  3. Yunanlıların, İzmir’de hakları yoktur. İşgal geçicidir.
  4. Ulus, ulusal egemenlik temelini ve Türk Ulusçuluğunu kabul etmiştir. Bunu gerçekleştirmeye çalışacaktır.

Havza Genelgesi (28 Mayıs 1919)  

Samsun, İngilizlerin kontrolü altındaydı. Rum çeteler etkinlik halindeydi. M. Kemal, Samsun’da rahat çalışamayacağını anlamıştı. Bu nedenle M. Kemal, Anadolu’nun daha içlerine doğru açılmayı uygun bulup, Havza’ya geçti. Havza’da İzmir’in işgalini Anadolu’ya duyurmak ve milli bilincin uyanmasını sağlamak amacıyla bir genelge yayımladı.

Genelgede;  

  • İşgallere karşı protesto mitingleri yapılacak.
  • İtilaf Devletleri ve İstanbul Hükümetine işgalleri kınayan telgraflar çekilecek.
  • Mitingler sırasında azınlıklara kötü davranılmayacak.
  • Milli cemiyetlerin etkinliği sağlanacaktı.

Önemi;

  • Milli direniş bilinci ilk defa uyandırıldı. Ulusal bilinç ilk kez ulusal direnişe döndü.
  • İç ve dış düşmana karşı birlikte hareket etme yönünde halk uyandırıldı.
  • M. Kemal İstanbul’a geri çağrıldı. Ancak emri dinlemeyerek Amasya’ya hareket etti.

NOT: Havza Genelgesi’yle Kurtuluş Savaşı şahsi olmaktan çıkıp, ulusal bir kimlik kazanmıştır.

Amasya Genelgesi (22 Haziran 1919)

Genelge Koşulları:

  1. Vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tehlikededir (GEREKÇE).
  2. İstanbul’daki hükümet üzerine düşen görev ve sorumlulukları yerine getirememektedir
  3. Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır (YÖNTEM).
  4. Her türlü etki ve denetimden kurtulmuş ulusal bir kurulun varlığı gereklidir (Temsil Heyeti).
  5. Anadolu’nun her yönden en güvenilir yeri olan Sivas’ta milli bir kongre toplanacaktır.
  6. Bu kongreye katılmak üzere her bölgeden halkın güvenini kazanmış üç delegenin hemen yola çıkarılması gerekmektedir.
  7. Katılacak delegeler; Müdafaa-i Hukuk, Redd-i İlhak Cemiyetleri ve Belediyeler tarafından seçilecektir.
  8. Herhangi bir kötü duruma karşı bu durum milli bir sır halinde tutulmalı, delegeler gerekirse kimliklerini gizleyerek seyahat etmelidirler.
  9. Askeri birlikler ve milli güçler hiçbir şekilde dağıtılmayacaktır (Mondros’a ilk açık tepki).

Önemi:

  • Kurtuluş Savaşı’mızın amacı, gerekçesi ve yöntemi açıklanmıştır.
  • Kurtuluş Savaşı’nın resmen ilanıdır. Anadolu ayaklanmasının eylemli olarak başladığını duyurmuştur.
  • Milli egemenlik ve bağımsızlık yolundaki ilk adımdır, yani ilk belgedir.
  • İstanbul Hükümetinin Anadolu’ya egemen değil, bağlı olmak zorunda olduğu fikri benimsendi ve İstanbul     Hükümeti yok sayıldı.
  • Milli irade esasına dayalı hükümet fikrinin ilk dayanağıdır.
  • İtilaf Devletleri ve İstanbul Hükümetine bir uyarı niteliği taşımaktadır.
  • İç ve dış düşmanlara karşı (emperyalist devletler) bir ayaklanma çağrısıdır.
  • Sivas’ta ulusal bir kongrenin toplanması kararlaştırılmıştır.

NOT: Amasya Genelgesi’nden sonra 7–8 Temmuz gecesi M. Kemal görevden alındı. M. Kemal de askerlik görevinden istifa etti.

Erzurum Kongresi (23 Temmuz–7 Ağustos 1919)

Toplanma Nedenleri

  • Bölgenin sorunlarını görüşmek
  • Ermeni devletinin kuruluşunu engellemek
  • Bölgedeki güçleri birleştirmek
  • Mücadelenin yöntem ve hedeflerini belirlemek

Kongre Kararları

  1. Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, bölünemez (Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında yapılan Mondros Ateşkesinin imzalandığı 30 Ekim 1918 tarihindeki sınırımız temel kabul edilecektir).
  2. İşgal ve müdahalelere karşı birlikte hareket edilecektir.
  3. Vatanın bağımsızlığını İstanbul Hükümeti sağlayamazsa geçici bir hükümet kurulacak ve bu hükümeti milli  kongre seçecektir.
  4. Ulusal iradeyi hâkim, ulusal gücü (Kuva-i Milliye’yi) etkin kılmak esastır.
  5. Manda ve himaye kabul edilemez.
  6. Azınlıklara milli bütünlüğümüzü ve siyasi egemenliğimizi bozan ayrıcalıklar verilemez.
  7. Mebuslar Meclisi’nin toplanmasına çalışılacaktır.

NOT: Kongre sonunda Temsil Heyeti seçildi, başkanlığına da M. Kemal getirildi.

Önemi

  • Toplanış amacı yöresel olmasına karşın aldığı kararlar bakımından ulusal bir kongredir.
  • Kurtuluş Savaşı yıllarında toplanan ilk halk meclisidir.
  • Doğu Anadolu’yu temsil eden “Temsil Kurulu” oluşturuldu.
  • Egemenliğin kayıtsız koşulsuz ulusa ait olduğu düşüncesi belirtildi.
  • Ulusal Kurtuluş Savaşımızın temel programı oldu.
  • İlk kez manda ve himaye fikri reddedildi.
  • Azınlıklara ayrıcalık verilemeyeceği ifade edilerek kapitülasyonlara karşı çıkıldı.
  • Sivas Kongresi kararlarına öncülük etti.
  • Ulusal iradenin egemen kılınması anlayışı, yeni bir devletin kurulması anlayışını doğurdu.
  • Kongre başkanlığına M. Kemal’in seçilmesi ile M. Kemal Kurtuluş Savaşı’nda lider konuma getirilmiştir.

NOT: Erzurum Kongresi kararları Sivas Kongresi’ni etkilemiş ve Misak-ı Milli’ye öncülük etmiştir.

Balıkesir (26–30 Temmuz 1919) ve Alaşehir (16–25 Ağustos 1919) Kongreleri

  1. Bölgesel niteliklidir, bölgesel kurtuluşu amaçlamışlar.
  2. Amasya Genelgesi kararları benimsendi.
  3. Batı Anadolu’da Yunanlılara karşı silahlı direnişin başlatılmasına ve Batı Cephesi’nin kurulmasına dair kararlar alındı.

Sivas Kongresi (4–11 Eylül 1919)

Toplanma Amacı: Amasya Genelgesi ve Erzurum Kongresi’nde alınan kararları gerçekleştirmek amacıyla toplanmıştır.

Kongrenin başlangıcında iki sorun yaşandı. Bunlar:

  1. 1. Başkanlık Sorunu: M. Kemal ile Rauf Bey arasında yaşandı. Sonuçta M. Kemal seçildi.
  2. 2. Manda Sorunu: Amerikan mandacılığı uzun süren tartışmalardan sonra pratik olarak reddedildi.

Kongre Kararları

  1. Erzurum Kongresi’nde alınan kararlar kabul edildi.
  2. Manda meselesi tartışıldı ve kesinlikle reddedildi.
  3. Bütün milli cemiyetler “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı altında birleştirildi.
  4. Temsil Heyeti genişletildi, yetkileri artırıldı ve başkanlığına M. Kemal seçildi.
  5. Her türlü müdahale ve işgal karşısında ülkenin topluca savunulması kabul edildi.
  6. İrade-i Milliye adıyla bir gazete çıkarılmasına karar verildi (Ankara’da da bu gazetenin yerini “Hâkimiyet-i Milliye” gazetesi almıştır).
  7. Batı cephesi komutanlığına Ali Fuat Paşa atandı.

NOT: Sivas Temsil Heyeti, Batı cephesi komutanlığına Ali Fuat Paşa’yı atayarak yürütme gücünü kullanmış, hükümet gibi hareket etmiş.

Önemi

  • Ulusal güçler (milli cemiyetler) birleştirildi, ülke tek elden yönetildi.
  • Her yönüyle milli bir kongredir.
  • Bağımsızlık yolunda atılan en önemli adımdır.
  • Misak-ı Milli’nin temelleri kabul edildi.
  • Sivas Kongresi, Erzurum Kongresi gibi ihtilalci bir karakter taşır.
  • “Cumhuriyet” idaresinin temelleri ortaya konuldu.

NOT: İtilaf Devletleri Erzurum ve Sivas Kongrelerine karşı önlem almamış, çünkü her iki kongreyi de ciddiye almamıştır.

NOT: M. Kemal kongreden sonra İstanbul Hükümeti ile her türlü ilişkiyi kesti. Bundan sonra Damat Ferit Paşa istifa etti ve yerine Ali Rıza Paşa Hükümeti getirildi.

NOT: Damat Ferit Hükümeti’nin düşürülmesi, Anadolu hareketinin İstanbul Hükümeti’ne karşı kazandığı ilk zaferdir.

Amasya Görüşmesi (20–22 Ekim 1919)  

Ali Rıza Paşa Hükümeti’nin temsilcisi Bahriye Nazırı Salih Paşa ile M. Kemal arasında bir protokol yapıldı.

Alınan Kararlar

  1. İstanbul Hükümeti Sivas Kongresi kararlarını kabul edecekti.
  2. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Derneği ile Temsil Heyeti yasal bir kurul olarak tanınacaktı.
  3. Türk illeri düşmana hiçbir şekilde terk edilmeyecekti.
  4. Manda ve himaye kabul edilmeyecekti, vatanın bütünlüğü ve bağımsızlığı korunacaktı.
  5. Azınlıklara egemenliğimizi zedeleyici haklar verilmeyecekti.
  6. Mebuslar Meclisi İstanbul dışında güvenli bir yerde toplanacaktı.
  7. Milletvekili seçimi serbest ve müdahalesiz yapılacaktı.
  8. Temsil Heyeti’nin görüşleri alınmadan barış görüşmeleri yapılmayacaktı.
  9. Hükümetle Temsil Heyeti arasındaki anlaşmazlıklar son bulacaktı.

Önemi

  • İstanbul Hükümeti, Milli Mücadele’yi, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin gücünü ve varlığını hukuken tanıdı.
  • İtilaf Devletleri, İstanbul Hükümeti’ne her istediklerini yaptıramayacaklarını anlamış oldular.
  • İstanbul Hükümeti ile Anadolu hareketi ilk kez birlikte hareket etmişlerdir.

NOT: Amasya Görüşmeleri sonunda Mebuslar Meclisi’nin İstanbul’da açılması kararlaştırıldı.

Temsil Heyeti’nin Ankara’ya Gelişi (27 Aralık 1919)

Nedenleri

-        Anadolu’da yapılacak savaşın ağırlığını Batı cephesi oluşturuyordu.

-        Meclis’in İstanbul’da toplanması nedeniyle Sivas çok uzak kalıyordu.

-        Sivas, haberleşme ve ulaşım yönünden uygun değildi.

-        Ankara’nın İstanbul ve cephelerle demiryolu bağlantısı vardır.

Mustafa Kemal, Ankara’ya gelen milletvekilleriyle görüşerek İstanbul’da toplanacak olan Mebuslar Meclisi’nde bazı kararlar almalarını istedi. Bu kararlar:

  1. İstanbul’da toplanacak mecliste ulusal iradenin yansıdığını kanıtlamak amacıyla kendisinin sembolik olarak meclis başkanı olarak seçilmesini
  2. Mecliste Müdafaa-i Hukuk Grubu oluşturmalarını
  3. Misak-ı Milli olarak adlandırılan programı kabul etmelerini istemiştir.

Son Osmanlı Mebuslar Meclisi’nin Açılması (12 Ocak 1920)

  • Mebuslar Meclisi’nin açılması ile seçimler yapıldı.
  • M. Kemal Erzurum milletvekili seçildi.
  • M. Kemal’in kurulmasını istediği Müdafaa-i Hukuk Grubu yerine Felah-ı Vatan Grubu kuruldu.
  • Misak-ı Milli (Ulusal Ant) 28 Ocak 1920’de kabul edildi ve 17 Şubat 1920’de ilan edildi.

Misak-ı Milli (28 Ocak 1920)

Alınan Kararlar

  1. Türk vatanı bölünmez bir bütündür.
  2. Mondros Ateşkes Antlaşması imzalandığı sırada düşman ordularının elinde bulunan ve halkın çoğunluğu Arap olan yerlerin geleceğinin tayini için halk oylamasına başvurulmalıdır.
  3. Doğu Anadolu’da üç sancakta (Kars, Ardahan, Batum) yaşayan halkın geleceği halkın oylarıyla belirlenecektir.
  4. Batı Trakya’nın durumunu belirlemek için bölgede halk oylaması yapılmalıdır.
  5. Azınlıkların hakları, komşu ülkelerdeki Müslüman halkın da aynı haklardan yararlanması koşuluyla tarafımızdan kabul edilecektir.
  6. İstanbul ve Marmara Denizi her türlü tehlikeden uzak tutulursa Boğazlar’ın dünya ticaretine açılması mümkündür.
  7. Kapitülasyonlar (ayrıcalıklar) hiçbir şekilde kabul edilemez.
  8. Sınırlar, Boğazlar ve İstanbul’la ilgili hükümler kabul edildiğinde Osmanlı borçları ödenecektir.

Önemi

  • Türk yurdunun sınırları çizildi.
  • M. Kemal’in düşünceleri Mebuslar Meclisi’nde kabul edildi ve büyük bir siyasi zafer kazanıldı (Anadolu hareketinin ilk büyük siyasal zaferidir).
  • Temsil Heyeti’nin düşünceleri Osmanlı Parlamentosu’nda kabul edildi.
  • Mebuslar Meclisi’nin toplanmasıyla Anadolu’da milli hareket güçlendi.
  • İtilaf Devletleri’ne, Türk milletinin kaderiyle istedikleri gibi oynayamayacakları gösterildi.
  • Misak-ı Milli, Milli mücadelenin programı niteliğindedir.
  • Erzurum ve Sivas Kongresi kararları Mebusan Meclisi tarafından da kabul edilmiş oldu.

NOT: Misak-ı Milli’nin ulusal kaynakları Erzurum ve Sivas Kongreleri, evrensel gerekçeleri Fransız İhtilali ve Wilson İlkeleri’dir.

NOT: İtilaf Devletleri kararın geri alınması için milletvekillerine baskı yapmıştır. Ali Rıza Paşa görevinden alınarak yerine Salih Paşa getirilmiştir. Meclis kararında ısrar edince İstanbul resmen işgal edilmiştir.

İstanbul’un İşgali (16 Mart 1920)

Osmanlı Mebuslar Meclisi Misak-ı Milli’yi kabul edince İtilaf Devletleri İstanbul’u işgal etti. İtilaf Devletleri, İstanbul’un işgalinden Kuva-i Milliye’yi sorumlu tutarak bir bildiri yayınladı:

-        İşgal geçicidir.

-        İtilaf Devletlerinin amacı saltanat makamının nüfuzunu (gücünü) kırmak değil, aksine Osmanlı idaresinde kalacak memleketlerde Osmanlı nüfuzunu kuvvetlendirmektir.

-        Anadolu’da isyan çıktığı ve katliam yapıldığı takdirde misilleme İstanbul Türklerinden yapılacaktır.

-        Herkesin saltanat makamı olan İstanbul’dan verilecek emirlere uyması gereklidir.

İstanbul’un fethinden sonra Salih Paşa Hükümeti istifa etmiş, yerine Damat Ferit Hükümeti kurulmuştur.

11 Nisan 1920’de padişahın emriyle Osmanlı Mebuslar Meclisi dağıtıldı. İstanbul’dan kaçan milletvekilleri Ankara’ya geldi.

NOT: İstanbul’un işgali, Ankara’da yeni bir meclisin açılmasının hukuki koşullarını oluşturmuştur.

NOT: İstanbul’un işgali M. Kemal’i haklı çıkarmıştır. İstanbul Hükümeti tutsak duruma düşmüştür. Bu da M. Kemal’in ileri görüşlülüğünü gösterir. İstanbul’un işgaliyle Kurtuluş Savaşı’nın padişahı da kurtarmak için yapıldığı söylenebilmiştir.

MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI (30 Ekim 1918)

İtilaf Devletleri ve Osmanlı Devleti arasında 30 Ekim 1918’de Bahriye Nazırı Rauf Orbay başkanlığındaki Osmanlı komisyonu ile İngiliz temsilcisi Amiral Calthorp arasında Limni Adası’nın Mondros Limanı’nda imzalandı. Antlaşmanın maddeleri:

  1. Çanakkale ve İstanbul Boğazları tüm antlaşma devletlerine açılacak.
  2. Osmanlı ordusu terhis edilecek.
  3. Orduya ait silahlar, cephane, donanma ve taşıtlar İtilaf Devletlerinin emrine verilecek.
  4. Bütün haberleşme, ulaşım araç ve gereçleri İtilaf Devletlerinin denetimi altında bulundurulacaktı.
  5. İtilaf Devletleri, kendi güvenliklerini tehdit edecek bir durum ortaya çıkarsa herhangi bir stratejik noktayı işgal edebileceklerdi (7. MADDE).
  6. İtilaf Devletleri ve Ermeni esirleri serbest bırakılmış, Osmanlı esirleri iade edilmeyecekti.
  7. Donanma, İtilaf Devletlerinin gösterecekleri limanlarda gözaltında tutulacaktı. Limanlar İtilaf Devletlerine     terkedilecekti.
  8. Trablus ve Bingazi, Hicaz, Yemen, Suriye ve Irak’ta bulunan Türk ordusu teslim olacaktı.
  9. Hükümet iletişiminde telsiz, telgraf, kablo, posta örgütleri İtilaf Devletleri tarafından kontrol edilecektir.
  10. Bütün demiryolları İtilaf Devletleri tarafından kontrol edilecektir.
  11. Osmanlı Devleti üçlü İttifak Devletleri ile her türlü bağlantısını kesecekti.
  12. Doğu Anadolu’daki altı ilde (Sivas, Erzurum, Van, Bitlis, Elazığ, Diyarbakır) karışıklık çıkarsa, İtilaf Devletleri, bu illerin herhangi birini işgal edebileceklerdi (24. MADDE). (Amaç Doğu Anadolu’da bir Ermeni Devleti kurmaktır. Antlaşmanın İngilizce metninde bu altı il için Ermeni illeri denilmektedir).

NOT: Antlaşmanın Osmanlı Devleti için en ağır maddesi 7. maddedir. Bu maddeye dayanarak İtilaf kuvvetleri    istedikleri bölgeyi işgal edebilme hakkına sahip olmuşlardır.

Ateşkesin Uygulanışı

İngiltere: Musul, Batum ve Kars’ı işgal ettiler. Samsun ve Merzifon’a asker çıkardılar.

Fransa: Dörtyol, Mersin, Adana, Urfa, Antep ve Maraş’ı işgal ettiler.

İtalya: Antalya, Aydın ve Konya’yı işgal ettiler.

Yunanistan: Doğu Trakya’yı işgal ettiler.

NOT: Mondros Mütarekesi’nden sonra İtilaf Devletlerinin işgal ettikleri ilk yer; MUSUL, ardından 13 Kasım 1918’de İstanbul ve 15 Mayıs 1919’da İzmir olmuştur (İtilaf Devletlerinin İstanbul’a girmesi ile Vahdettin, meclisi kapatarak meşrutiyet yönetimine son vermiştir).

NOT: Mondros Ateşkes Antlaşması ile Osmanlı Devleti fiilen ve hukuken sona ermiştir.

Paris Barış Konferansı (18 Ocak 1919)

  1. İngiltere, Fransa, İtalya, ABD ve Japonya’nın liderliğinde 32 devletin katılımıyla gerçekleşti.
  2. Rusya’nın savaştan çekilmesinden sonra Osmanlı Devleti’nin paylaşım tasarılarını gerçekleştirmek için düzenlendi (gizli antlaşmalarda Doğu Anadolu, Boğazlar ve Trabzon çevresi Ruslar’a verilmişti. Rusya savaştan çekilince bu yerlerin yeniden paylaşılması gerekiyordu).
  3. Bu konferans sonunda I. Dünya Savaşı’ndan yenik çıkan devletlerle yapılacak barış antlaşmaları belirlendi.
  4. Fransa ve İngiltere konferansta Doğu Trakya ile İzmir çevresinin Yunanistan’a verilmesini sağladılar. Çünkü; İngiltere Doğu Akdeniz’de güçlü bir İtalya yerine zayıf bir Yunanistan’ı tercih ediyordu.

Paris Barış Konferansı’nın Önemi

  1. İtilaf Devletleri “Doğu Sorunu”nu çözdüklerini sanmışlardır.
  2. Yunanlıların İzmir’i işgal etmelerinin hukuki dayanağı olmuştur.
  3. İtalya ile İtilaf Devletleri arasında ilk anlaşmazlık başlamıştır.

İzmir’in İşgali (15 Mayıs 1919)

  • Nedenleri: Paris Barış Konferansı’nda İngiltere ve Fransa’nın İzmir ve çevresini Yunanistan’a verme kararı alması; Yunanistan’ın yayılma ve büyüme politikası (megola idea/büyük Yunanistan).
  • Yunanistan’ın İzmir ve çevresinin işgalini haklı gösterme nedenleri: Batı Anadolu eski bir Yunan yurdudur; Ege Denizi’nin her iki yakası ekonomik bir bütündür; Batı Anadolu’da Türkler, Rum nüfustan daha azdır; Batı Anadolu’da Türkler, Rumları katletmektedir.
  • Sonucu: Osmanlı Hükümeti işgale karşı kayıtsız kaldı; Türk halkı durumun ciddiyetinin farkına vardı, işgal bütün yurtta protesto ve mitinglerle kınandı; işgallere karşı silahlı direniş çeteleri kuruldu (ilk kez Kuva-i Milliye [ulusal güçler] oluşmuştur).
  • İşgale karşı ilk tepkiyi gazeteci Hasan Tahsin gösterdi, düşmana ilk kurşunu attı.

NOT: İzmir’in işgali ulusal bilincin uyanmasına, yayılmasına ve Türklerin birleşmesine neden olmuştur.

  • Amiral Bristol Raporu hazırlandı.

Amiral Bristol Raporu (11 Ekim 1919)

  • Yunanlıların İzmir’i işgalinden sonra başlattıkları katliamlar nedeniyle Avrupa kamuoyu Türklerden yana bir tutum içerisine girdi.
  • Osmanlı Devleti’nin isteği üzerine katliamları araştırmak üzere bölgeye bir heyet gönderildi.
  • Amerikalı Amiral Bristol başkanlığında İngiliz, Fransız ve İtalyan generallerden oluşan heyet bir rapor yayımladı.
  • Düzenlenen raporda Yunanistan’ın bu bölgedeki işgallerinin haksız olduğu bildirildi. Batı Anadolu’da Yunanlıların propaganda ettiği gibi Rum nüfusun fazla olmadığı ortaya çıkmıştır.

NOT: Bristol Raporu, Türk milli mücadelesinin haklı olduğunu kabul eden ve destekleyen ilk uluslar arası belgedir.

 

1.Türklerin Kurdukları Zararlı Cemiyetler

Sulh ve Selamet-i Osmaniye Cemiyeti:Kurtuluşun padişah ve halifenin buyruklarına uymakla gerçekleşeceğine inanan kişilerin kurduğu cemiyettir.

 

Hürriyet ve İtilaf Cemiyeti:II. Meşrutiyet döneminin önemli siyasi kuruluşudur. İttihat ve Terakki Partisi’nin iktidarını yıkmak için mücadele etmiştir. Mondros Ateşkesinden sonra İtilaf Devletleri ile işbirliği yaparak Anadolu hareketine karşı çıkmıştır.

 

İngiliz Muhipleri Cemiyeti:Kurtuluşun İngiliz mandasına girmekle olacağını düşünenlerin kurduğu cemiyettir. Anadolu’da ayaklanmalar çıkararak ulusal direnci engellemek istemiştir. Osmanlı devlet adamları ve padişah da derneğin üyeleri arasındaydı. Bu nedenle diğer cemiyetlere göre daha fazla yaptırım gücüne sahiptir.

 

Teali-İslam Cemiyeti:Merkezi İstanbul’dadır. Medrese öğrencileri ve öğretmenleri tarafından kuruldu.

Osmanlı Devleti’nin içine düştüğü bunalımdan kurtulması için dine yönelmeli, halifenin buyruklarına uyulmalı,   şeriat ve halifelik makamlarının güçlendirilmesi gerektiğini savundular.

 

Kürt-Teali Cemiyeti:Wilson ilkelerine göre İngiliz desteği ile bağımsız bir Kürdistan kurmayı amaçlıyordu.

 

Wilson İlkeleri Cemiyeti:İstanbul’da bulunan bazı aydınlar, vatanın kurtuluşu için Amerikan mandasını savunmuşlardır.

 

2. Azınlıklar Tarafından Kurulan Zararlı Cemiyetler

Mavri Mira  Cemiyeti:Merkezi İstanbul’dur. Rum Patrikhanesi tarafından kuruldu. Yunan Kızılhacı, Resmi Göçmenler Komisyonu, Yunan Rum okullarındaki izcilik kurumları Mavri Mira’nın emri altında bulunuyordu. Bizans İmparatorluğu’nu yeniden canlandırmayı amaçlıyordu.

 

Rum Pontus Cemiyeti:Merkezi Samsun’dur. Doğu Karadeniz’de eskisi gibi Rum Pontus Devleti’ni kurmayı amaçlıyordu. Faaliyetlerine en geç son veren azınlık cemiyetidir.

 

Etnik-i Eterya Cemiyeti:Yunanlıların milli cemiyetidir. 18. yy’da kuruldu. Trabzon ve çevresinde bağımsız bir Pontus Rum Devleti kurmayı amaçlıyordu. Türkleri en uzun süre uğraştıran azınlık cemiyetidir.

 

Ermeni Taşnak-Hınçak Cemiyetleri:1836’da İsviçre’de kuruldu. Daha sonra merkezini Londra’ya taşıdı. Ermeni patriği öncülüğünde mücadele veren bu cemiyetin amacı; Doğu Anadolu’da bağımsız bir Ermeni Devleti kurmaktı.

NOT:Azınlıkların kurduğu bu cemiyetleri İtilaf Devletleri desteklemiştir. Kuruluş amaçları İtilaf Devletlerinin Anadolu’yu işgalini kolaylaştırmaktı. Genel amacı bağımsız devlet kurmaktı.

 

3.Milli Varlığa Yararlı Cemiyetler (Ulusal Örgütler)

Trakya Paşaeli Cemiyeti:1918’de Mavri Mira Cemiyeti’ne karşı Edirne’de kuruldu. Trakya bölgesindeki Rum işgaline karşı kuruldu. Amacı; Batı Trakya’yı içine alan ayrı bir devlet kurmaktı. Basın-yayın yoluyla kamuoyu oluşturmuş.

 

Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti:Doğuda bir Ermeni devleti kurulmasını önlemek amacıyla kuruldu. Merkezi İstanbul’du, Erzurum ve Elazığ’da da şubeleri vardı. Doğu Anadolu’da oturan bütün halkın dini ve siyasi haklarına sahip çıkmayı amaçladı. Erzurum Kongresi’nin toplanmasına öncülük etti.

NOT:Ulusal mücadeleye katkısı en fazla olan cemiyettir.

 

İzmir Müdafaa-i Hukuk-i Osmaniye Cemiyeti:İzmir’de Yunan işgalini önlemek için kuruldu. İzmir’in Türklüğü hakkında dünya kamuoyunu aydınlatmayı amaçladı. Anadolu’ya silah ve cephane gönderilmesine yardımcı oldu. Daha sonra ismini “Redd-i İlhak Cemiyeti” olarak değiştirdi.

 

Redd-i İlhak Cemiyeti:İzmir’in Yunanlılarca işgaline karşı kuruldu. Balıkesir ve Alaşehir Kongrelerinin toplanmasını sağladı. Kuva-i Milliye hareketini başlattı.

 

Milli Kongre Cemiyeti:Türkler hakkında dünyada yapılmış ve yapılmakta olan olumsuz propagandaya basın-yayın yoluyla karşılık vermek için kurulmuştur. Basın-yayın yoluyla Türk milletinin haklı davasını tüm dünyaya duyurmaya çalıştı.

 

Trabzon Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti:Karadeniz ve yöresinin Türklere ait olduğunu savunmak ve Rum Pontus devletine karşı çıkmak için kurulmuştur.

 

Kilikyalılar Cemiyeti:Merkezi İstanbul’dadır. Adana ve çevresini Fransız işgalinden korumak ve bölgenin Ermenilere verilmesini önlemek amacıyla kurulmuştur.

NOT:Bu ulusal örgütler Sivas Kongresi’nde birleştirilmiş, bir çatı altında toplanmıştır.

 

Ulusal Örgütlerin Genel Özellikleri

-Bölgesel olarak kurulmuşlar ve ilkeleri milliyetçiliktir.

-İşgallere karşı kurulmuşlardır.

-Milli direniş bilincini uyandırmışlardır.

-Bulundukları bölgenin Türklüğünü korumayı amaçlamışlardır.

-Silahlı mücadele, basın-yayın yoluyla mücadele vermişlerdir.

-Azınlık faaliyetlerini önlemek istemişlerdir.

-Birbirlerinden kopuk hareket etmişlerdir.

-Osmanlı hükümetinin işgallere karşı duyarsız kalması sonucu kurulmuşlardır.

-Kuruluşlarında ulusal iradeyi temsil etmemektedirler.

-Sivas Kongresi’nde birleştirilmişlerdir, böylece ulusal iradeyi temsil etmeye başlamışlardır.

I. Dünya Savaşı’nın Sonuçları

  • I. Dünya Savaşı’nı İtilaf Devletleri kazandı.
  • Çok uluslu devletler (Osmanlı, Avusturya-Macaristan, Çarlık Rusya’sı) yıkıldı.
  • Polonya, Çekoslovakya, Yugoslavya, Avusturya, Macaristan, Sovyetler Birliği, Türkiye gibi yeni devletler kuruldu.
  • Dünya barışını sağlamak, devletlerarası sorunları çözmek amacıyla “Milletler Cemiyeti” (Cemiyet-i Akvam) kuruldu (20 Ocak 1920).
  • Bazı ülkelerde rejim (yönetim) değişikliği oldu. İtalya’da Faşizm, Almanya’da Nazizim, Rusya’da Kominizm (Sosyalizm) gibi. Cumhuriyet yaygınlaştı.
  • Sömürgecilik isim değiştirerek manda ve himaye adı ile devam etti.
  • Almanya tüm sömürgelerini kaybetti, ordusu terhis edildi, silah sanayi kurması yasaklandı.
  • İngiltere büyük bir ekonomik güce sahip oldu.
  • Rusya’da çarlık rejimi yıkılmış, dünya tarihinde ilk kez sosyalist bir yönetim kurulmuştur.
  • I. Dünya Savaşı’nın sonuçları II. Dünya Savaşı’na zemin hazırladı (Versay Antlaşması çok ağır şartları olan bir antlaşmaydı, şartları II. Dünya Savaşı’nın bir sebebi oldu).

NOT: I. Dünya Savaşı’ndan en kazançlı çıkan devlet İngiltere oldu. İtalya galip devlet olmasına karşın savaştan istediği kazancı sağlayamadı, büyük bir ekonomik bunalıma girdi.

NOT: I. Dünya Savaşı sonunda Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI ve SEVR BARIŞ ANTLAŞMASI imzalandı.

Top