İnkılap tarihi

I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ’NİN GENEL DURUMU

Ekonomik Durum:

      1. Avrupa’daki gelişmelerin hiçbiri yaşanmamıştır.

  • Avrupa’da Rönesans ve Reform hareketleri sonucu özgür düşünce ortamı oluşmuş, Aydınlanma felsefesinin yaşanması ile bilim ve teknik alanında önemli gelişmeler olmuş (ama Osmanlı’da bu gelişmeler yaşanmamış).
  • Coğrafi keşifler sonucu sömürgeleşme hareketi başlamış, Avrupa zenginleşmiş (bu keşifler sonucu yeni ticaret yolları bulunmuş, Osmanlı’nın elindeki ticaret yolları önemini kaybetmiş).
  • Avrupa’da bilimsel gelişmelerin üretim alanında uygulanması sonucu Sanayi Devrimi gerçekleşmiş. Sanayi Devrimi sonuçları; emek azaldı, üretim arttı; üretimde aletin yerini makine aldı; uluslar arası ticaret hızlandı; işçi sınıfı oluştu; göçler başladı, büyük kentler oluştu; hammadde ve pazar sorunu sömürgeciliği başlattı; sömürgecilik uluslar arası rekabeti doğurdu (Osmanlı Devleti, Sanayi Devrimi’ni yaşayamaması sonucunda, hammadde ve Pazar alanı olmuştur).

2.1841 yılında kapitülasyonların devlet denetiminden çıkması ile ekonomik iflasın eşiğine gelinmiş ve Avrupa’nın açık pazarı olunmuştur.

  • Osmanlı sanayisi çökmüş, hammadde üreticisi konumuna gelmiştir.
  • Dışarıdan bol sayıda ucuz hammadde gelmesi ile Avrupa’nın açık pazarı haline gelmiştir.
  • Lonca örgütü önemini yitirmiş, işsizlik artmıştır.
  • Dış ticaret açığı artmıştır.                                                          sosyalbilge.com

Siyasal Durum

1.Sened-i İttifak: II. Mahmut ile ayanlar [büyük toprak sahipleri] arasında imzalandı. Sened-i İttifak’a göre, ayanlar devlet otoritesini tanıyacak, ıslahatları benimseyecek, buna karşılık bulundukları bölgede vergi toplama hakkını elde edeceklerdi.

NOT:Osmanlı Devleti’nde demokratikleşme alanında atılan ilk adım 1808 yılında imzalanan Sened-i İttifak’tır. Bu belge ile padişahın otoritesi, egemenlik hakları ilk kez kısıtlanmıştır. Ayrıca Osmanlı Devleti’nin ayanlara söz geçiremeyecek kadar zayıf olduğunu gösterir.

2.Tanzimat Fermanı ve Islahat Fermanı: Padişahın egemenlik hakları ilk kez yasayla kısıtlanmıştır. Anayasal düzenin ilk adımıdır.

3.I. ve II. Meşrutiyet: Padişahın egemenlik hakları ilk kez Anayasa ve Parlamento (meclis) ile kısıtlanmıştır. Halk yönetime katılmaya başlamıştır.

NOT:Ekonomik güçsüzlüğün sonucunda, Osmanlı’nın dünya siyasi yaşamında pek fazla etkisi bulunmuyordu.

Sosyal Durum:

1.Tanzimat Fermanı ile tüm halkın can, mal ve namus güvencesi sağlanmıştır.

  • Anadolu, Türk köylüsünün malı değildi, bu nedenle de mal ve can güvencesi pek bir şey ifade etmiyordu.
  • Ticaret azınlıkları, tarım ise Türklerin yaptığı uğraşlardı (uğraşları da toplum içindeki statülerini belirliyordu).

2.Askerlik tamamen Türklere ait bir uğraş olmuştu, azınlıklar askerlik yapamazdı.

3.Ordu, eski sayısı ve gücünü kaybetmişti (Tımar sistemi bozulmuş, bu da hem orduyu hem de ekonomiyi etkilemişti).

4.İmparatorluk içinde çok sayıda din ve ulustan insanlar bulunuyordu.

Sömürgecilik:

1.Sanayi Devrimi’nin doğal sonucu olarak ortaya çıkmıştır.

2.Seri üretim, bol hammadde gereksinimini de beraberinde getirmiştir.

3.Üretilen sanayi malları için de Pazar gereksinimi, sömürge yarışını hızlandırmıştır.

4.İlk sömürgeci devletler: İngiltere, Fransa, Hollanda ve Belçika’dır.

5.Almanya ve İtalya; siyasi birliklerini geç tamamladıkları için sömürgecilik eylemlerinde geç kalmışlardır.

ATATÜRK DEVRİMLERİ

Atatürk askeri bir dahi ve karizmatik bir lider olduğu gibi, aynı zamanda büyük bir devrimciydi. O dönemlerde, Türkiye Cumhuriyetinin çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşabilmesi ve kültürel açıdan gelişmiş toplumların aktif bir üyesi olabilmesi için, modernize edilmesi çok önemli idi. Mustafa Kemal ülkesindeki yaşamı modernize etmiştir. Atatürk 1924 ile 1938 yılları arasında, insanlarının kurtuluşları ve hayatta kalabilmeleri için yaşamsal öneme sahip olan devrimleri hayata geçirmiştir. Tüm bu devrimler, Türk halkı tarafından büyük bir coşku ile karşılanmıştı.


Harf Devrimi

Atatürk'ün gerçekleştirmiş olduğu en önemli devrimlerden birisi, Arap alfabesinin kaldırılması ve Latin alfabesinin kabul edilmesi olmuştur. 3 Kasım 1928 tarihinde, yeni Türk Alfabesi kabul edilmiştir.

Kıyafet Devrimi

Kıyafet devrimi ile birlikte, kadınlar çarşaf giymekten vazgeçerek, modern kadın elbiseleri giymeye başladılar. Erkekler ise fes yerine şapka giymeye başladılar.

Hukuk Sisteminin Laikleştirilmesi

1920 yılında kurulmuş olan yeni Türkiye Devletinin yeni bir hukuk sistemine ihtiyacı vardı. Atatürk, Şeriat Kanununun yerine İsviçre Medeni Kanununu getirmiş, o dönemde geçerli olan ceza yasasının yerine ise İtalyan Ceza Yasasını getirmiştir. Türk Hukuk Sistemi ise tüm çağdaş gereksinimler Çerçevesinde modernize edilmiştir.

Öğrenimin Laikleştirilmesi

19. Yüzyıl başlarına dek, Osmanlı İmparatorluğu bünyesinde çeşitli eğitim sistemleri uygulanmaktaydı. Atatürk İslami eğitim veren medrese sisteminin yeni toplumun ihtiyaçlarına cevap veremeyeceğini gördü. Bu nedenle, batı modellerine benzeyen yeni bir eğitim sisteminin oluşturulması gerekliydi. Böylece, mevcut sistem değiştirilerek 1933 yılında bir üniversite reformu gerçekleştirilmiştir.

Kadınlara Sağlanan Medeni Haklar

Atatürk Devrimleri ile birlikte, yüzyıllar boyunca ihmal edilmiş olan Türk kadınına yeni haklar tanınmıştır. Böylece kabul edilmiş olan medeni kanun gereğince bundan böyle kadınlar da erkeklere tanınan haklara sahip olacaklar, resmi görevlere atanabilecekler, oy verme ve Millet Meclisine seçilebilme hakkına sahip olabileceklerdir. Tek eşlilik ilkesi ve kadınlara tanınan eşit haklar, Türk toplumuna bir canlılık kazandırmıştır.

Atatürk'ün Türk Tarihi ile ilgili Çalışmaları

Kültürel alanda bir tür milliyetçilik anlamındaki yazı devrimi sonrasında, Atatürk tarih konusuna ağırlık verdi ve 1931 yılında Türk Tarih Kurumunu kurdu. Burada, Türkiye Tarihi kapsamlı bir şekilde incelenmekte ve değerlendirilmektedir. Bunların dışında, Yeni Takvim, Ağırlıklar ve Ölçüler, Tatiller ve Soyadı Kanunu gibi diğer birçok devrimler de gerçekleştirilmiştir. Bu konudaki bazı örnekler arasında 1924 Hafta sonu Yasası, 1925 Uluslararası Zaman ve Takvim Sistemi, 1926 Borçlar Kanunu ve Ticaret Kanunu, 1933 Ölçü Sistemleri ve 1934 Soyadı Yasası sayılabilir. 1932 yılında Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen yasa gereğince Türkler soyadı aldılar ve Milletin liderine de "Türklerin Babası" anlamına gelen Atatürk soyadı verildi.

CUMHURİYETÇİLİK

  • Doğrudan doğruya millet egemenliğine dayanan, yöneticileri halkın oyu ile belli bir süre için seçilen devlet biçimine “cumhuriyet” denir.
  • Cumhuriyetçilik; ulusçu, demokratik, özgürlükçü ve çoğulcu bir ilkedir.
  • İlkenin özü cumhuriyet yönetimini korumak, yüceltmek ve yaşatmaktır.
  • Anayasamızın birinci maddesinde; “Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir” hükmü yer alır. Bu hüküm değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez. İkinci maddesinde ise cumhuriyetçiliğin nitelikleri yer almaktadır.

Cumhuriyetin Türk Toplumuna Sağladığı Faydalar:

-        Cumhuriyet, bütün vatandaşlara devlet yönetimine eşit şekilde katılmayı sağlamıştır.

-        Türk toplumunun gelişmesini ve çağdaşlaşmasını sağlamıştır.

Cumhuriyetçilik ile İlgili İnkılâplar

  1. TBMM’nin açılması
  2. Saltanatın kaldırılması
  3. Cumhuriyetin ilanı
  4. Halifeliğin kaldırılması
  5. 21 ve 24 Anayasalarının kabulü
  6. Çok partili hayat denemeleri

NOT: Atatürk, Cumhuriyetçilik ve Laiklik ilkelerini partiler üstü tutmuş ve tartışmalardan arındırmıştır.

NOT: Cumhuriyetçilik ilkesi; dünyada ilk kez ABD’nin kurulması ile oluşmuş, Fransız Devrimi ile evrenselleşmiştir.

 

MİLLİYETÇİLİK (Ulusçuluk)

  • Milliyetçilik; milleti sevme, milleti yüceltme amacını benimsemek ve bu yolda yürümektir.
  • Atatürk’ün milliyetçilik ilkesi, kendini aynı milletin üyeleri sayan kişilerin, o milleti yüceltme istekleridir.
  • Dini, mezhebi, dili ne olursa olsun, kendini Türk sayan, Türk bilen ve Türk olarak yaşayan her insan Türk’tür. Atatürk bunu “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” diyerek belirtmiştir.
  • Atatürk Milliyetçiliği; akılcı ve insancıldır, ırk ve din üzerine oturmamıştır, toplumsal ilerlemeyi amaçlar, birleştirici ve bütünleştiricidir, barışçıdır, ekonomik içeriği bulunmaktadır, çağdaş ve ileriye dönüktür, milli egemenliğe dayanır, demokratiktir, ülke ve dünya gerçeklerine dayanır. Vatanın bütünlüğünü ve milletin bağımsızlığını her şeyin üstünde tutar.
  • Atatürk milliyetçiliğinde, milli birlik ve beraberliği güçlendiren unsurlar; Milli Eğitim, Misak-ı Milli, Dil, tarih, kültür ve gaye birliği, Milli kültür, Türklük şuuru, Manevi değerler.

Milliyetçilik ile İlgili İnkılâplar

  1. Siyasi alanda yapılan devrimler (TBMM’nin açılması, saltanatın kaldırılması, cumhuriyetin ilanı, 21 ve 24 Anayasalarının kabulü, halifeliğin kaldırılması, çok partili yaşam denemeleri)
  2. Kabotaj Kanunu’nun kabul edilmesi
  3. Türk Tarih Kurumu’nun kurulması
  4. Türk Dil Kurumu’nun kurulması

 

HALKÇILIK

  • Devlet yönetiminde halka dayanma, halktan güç alma, halkın egemenliğine sığınma gibi özellikleri içerir.
  • Halkçılık ilkesine göre, hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Milletin bütün fertleri kanun önünde eşittir.
  • Sınıf egemenliğini reddeder. Bireyler arasında her alanda fırsat eşitliğini amaçlar.
  • Milli egemenliği esas alır. Halkın kendi kendini yönetmesini yani demokrasiyi öngörür.
  • Halkçılığın amacı, halkın refah ve mutluluğunu sağlamaktır. Halkın ülke kaynaklarından eşit şekilde yararlanmasını sağlar.

Halkçılık ile İlgili Devrimler

  1. Aşar vergisinin kaldırılması
  2. Türk Medeni Yasası’nın kabulü
  3. Kılık-kıyafet Kanunu’nun kabulü
  4. Kadınlara siyasi hakların verilmesi
  5. Soyadı Kanunu’nun kabulü

NOT: Halkçılık; Cumhuriyetçilik ve Milliyetçilik ilkelerinin doğal sonucudur.

NOT: Halkçılık, Anayasada “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” şeklinde yansımıştır.

DEVLETÇİLİK

  • Devletçilik, Atatürk tarafından uygulamaya konulan bir ekonomi siyasetidir. Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlardan ve ihtiyaçlardan doğmuştur.
  • Özel sektörün yetersiz kaldığı alanlarda büyük yatırımların ve devlet güvenliği ile ilgili yatırımların devlet eliyle yürütülmesidir.
  • Amacı; Türk toplumunu, çağdaş uygarlık ve refah düzeyine yükseltmektir. Ekonomik alanda da tam bağımsız ve güçlü bir Türkiye yaratmayı amaçlar.
  • Ekonomide kalkınma görevinin devlete ait olmasıdır. Ancak devlet, özel teşebbüsün de tam bir güvenlik içinde çalışmasını sağlayacak önlemler almakla görevlidir (karma ekonomiyi öngörür, yani devlet, sermayesi olanlara üretime katılma imkânı verir).
  • Cumhuriyetin ilk yıllarında özel girişimcinin olmaması nedeniyle uygulanmıştır.
  • Devlet bir taraftan sanayi kurmak ve geliştirmek için çalışırken diğer taraftan da özel teşebbüse yer verdi. Ekonomide devlet-vatandaş işbirliği doğdu.
  • Yabancı sermayeye karşı olmamış ama denetime tabi tutmuştur.

NOT: Devletçilik ilkesi kapsamında Teşvik-i Sanayi Kanunu çıkarılmış, I. ve II. Beş Yıllık Kalkınma Planları yapılmış, MTA ve Etibank kurulmuş, birçok fabrika ve sanayi kuruluşu açılmış, yabancı işletmeler, demiryolları, şirketler ulusallaştırılmış, devlet bankaları ve kredi kooperatiflerini denetimine almış vs.

 

LAİKLİK

  • Laiklik; din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması, devlet yönetiminde ve siyasette din kurallarına yer verilmemesi demektir.
  • Devlet sorunlarının dine değil, akla ve bilime göre çözümlenmesidir.
  • Bireylerin inançlarına saygılı olunması amaçlanmıştır. Kimsenin dini inancına ve vicdan hürriyetine karışılmaz. Dinsel görüşleri açısından kimseye ayrıcalık tanınamaz.
  • Laiklik, hoşgörüye, karşılıklı sevgi ve saygıya dayanır, inançta zorlamayı reddeder.
  • Laik bir devlette, devletin resmi dini yoktur. Din ve mezhep kavgalarına karşıdır.
  • Laik devlet anlayışı, din ve vicdan hürriyeti ile bir arada yürür. Anayasamıza göre, herkes, vicdan, din, inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.

Laiklik İlkesinin Türk Toplumuna Sağladığı Faydalar

-        Din ve mezhep farklılıkları ortadan kaldırılarak toplumsal alanda kaynaşma sağlanmıştır.

-        Türkiye’de hukuk birliğinin sağlanmasında etkili olmuştur.

-        Toplum hayatında dine ve insana saygı gelmiştir.

-        Yabancı devletlerin azınlıkları bahane ederek içişlerimize karışması engellenmiştir.

-        Türkiye’nin çağdaşlaşması hızlanmıştır.

-        Din ve vicdan hürriyeti sağlanmıştır.

-        Türkiye’de akla, bilime, gerçeğe ve özgürlüğe dayanan bir toplum ve devlet sistemi kurulmuştur.

Laiklik ile İlgili Devrimler

  1. Saltanatın kaldırılması
  2. Cumhuriyetin ilanı
  3. Halifeliğin kaldırılması
  4. Şeriye ve Evkaf Vekâleti’nin kaldırılması
  5. Şeriat Mahkemeleri’nin kaldırılması
  6. Tevhid-i Tedrisat Yasası’nın çıkarılması
  7. Tekke, Zaviye ve Türbelerin kapatılması
  8. Maarif Teşkilatı Hakkındaki yasa
  9. Medreselerin kapatılması
  10. Türk Medeni Yasası’nın kabulü
  11. 1928’de “Devletin dini İslam’dır” maddesinin Anayasa’dan çıkarılması
  12. 1937’de diğer Atatürk İlkerleri ile birlikte “Laiklik” ilkesinin Anayasa’ya eklenmesi

İNKILÂPÇILIK

  • İnkılâpçılık; inkılâpları benimsemek, korumak, onu medeni ve insani yaşayışın gereği olarak savunmaktır.
  • Atatürk ilke ve devrimlerini korumayı ve geliştirmeyi amaçlamıştır.
  • Zamana göre geri kalmış kurumların ortadan kaldırılarak yerine ilerlemeyi, geliştirmeyi kolaylaştıracak kurumların kurulması amaçlanır.
  • Batılılaşma ve çağdaşlaşma yolunda daima ileriye, çağdaş uygarlığa yönelmektir. Sadece inkılâpları savunmayı değil, geliştirmeyi, çağdaş hayatın gereklerine uydurmayı da içine alır.
  • Yeni ve gerekli olan her gelişmeye açık olmayı, aklın, bilimin ve tekniğin ışığında gelişmeyi ifade eder. İnkılaplara canlılık ve süreklilik kazandırmıştır.
  • Uygulanması ile eski devletten yeni devlete, eski toplumdan yeni topluma geçilmiştir.

İnkılâpçılık İlkesinin Türk Toplumuna Sağladığı Faydalar

-        Türk toplumuna her yönden gelişme ve ilerleme yolunu açmıştır.

-        Kişisel egemenliğe son verilerek millet egemenliği kurulmuştur.

-        Türk Devleti, yeni kurumları ile çağdaş ve dinamik bir yapıya kavuşmuştur.

 

Bütünleyici İlkeler

  1.  Ulusal Egemenlik: Egemenliğin ulusa ait olmasıdır. Cumhuriyetçilik ilkesini bütünler.
  2.  Ulusal Bağımsızlık: Ulusçuluğu bütünler.
  3.  Ulusal Birlik ve Beraberlik, Ülke Bütünlüğü: Ortak gelecek ve barışı amaçlar. Milliyetçilik ve Halkçılığı bütünler. Laikliği simgeler.
  4.  Çağdaşlaşma ve Batılılaşma: Uygar dünyanın kurum ve kuruluşlarını almak gerekir. Batılılaşmadaki amaç; batıyı taklit etmek değil özünü yakalamaktır. İnkılâpçılık ve Laikliği bütünler.
  5.  Akılcılık ve Bilimsellik: Aklı temel alan uluslar mutlaka özgürlük düşüncesine ulaşacaklardır. Türk toplumunu uygar düzeye ulaştırmayı amaçlamıştır. Laiklik ve inkılapçılık ilkelerini bütünler.
  6.  Özgürlük ve Bağımsızlık: Hem iç hem de dış politikanın temelini oluşturmuştur. Bu ilkenin uygulanmaması diğer ilkeleri de geçersiz kılar. Cumhuriyetçilik ve Milliyetçiliği bütünler.
  7.  Yurtta Barış Dünyada Barış: Yurtta barışın korunması tüm düşüncelere saygı duymaktan geçer. Dünyada barışın korunması ise diğer ulusların bağımsızlığına saygı duymaktan geçer. Yurtta barış, Milliyetçilik ve Halkçılık, dünyada barış ise Milliyetçilik ilkesini bütünler.
  8.  İnsan ve İnsanlık Sevgisi: Milliyetçilik ve Halkçılık ilkesini bütünler.
Top