Babil Devleti

Babilliler

* İlk "Mutlak Krallık" anlayışı Babil'de ortaya çıkmıştır.
* Ünlü kralları HAMMURABİ, ilk ANAYASA olarak bilinen "Hammurabi Kanunlarını" oluşturdu. Hammurabi kanunları Sümer kanunlarına göre biraz daha serttir. Ancak toplumun bütün kesimlerinin hakları teminat altına alınmıştır. (Medeni, ceza, ticaret, miras)Bu kanunlar Sami geleneklerinden ve Urukagine kanunlarından yararlanılarak hazırlanmıştır.)
* Hammurabi yaptığı kanunlarla "Tanrı Kral" yerine "Hayırsever Kral" kavramını getirdi.(Adaletin Çobanı ,Kavimler Çobanı) Hukuk devleti anlayışını ilk defa tarihe getirmişlerdir.


* "Babil Kulesi" ve "Babil'in Asma bahçeleri" en önemli eserleridir.
* MÖ 2 bin yılında Arabistan Mezopotamya'ya doğru yeni göçler başladı.
* Göç eden bu Sami kavimleri Sümer-Akad kültürünün benimsediler.
* Bu dönemde Sümer şehirlerine yeni Babil şehirleri güçlenmeye başladı
* Babil Devletine Hititler son verdiler.(MÖ 1531)
* Asurların zayıflaması üzerine Medlerle birleşen Babiller tekrar bağımsızlıklarını kazandılar.(MÖ 625)
* Ancak bu dönemde Kaldeliler üstünlük sağladıklarından bu döneme Kaldeliler de denir.
* Persler MÖ 539 da bu devlete son verdiler.
* Hammurabi yaptığı kanunlarla "Tanrı Kral" yerine "Hayırsever Kral" kavramını getirdi.(Adaletin Çobanı ,Kavimler Çobanı) Hukuk devleti anlayışını ilk defa tarihe getirmişlerdir.
* Kral Nebukadnezar zamanında Kudüs alınarak MÖ 586 Yahudiler Babil'e getirmişlerdir.

Babil ülkesinde insan topluluklarının yerleşmesi çok eskiye uzanır. Eski çağlarda buradaki ılıman iklim koşulları ve bereketli topraklar insanları çekmiştir. Bölgenin kuzeyinde yer alan Anadolu'da ve doğusundaki İran'da ise daha sert iklim koşulları vardı. Üstelik Anadolu ve İran'daki yüksek yerlere doğru topraklar çoraklaşıyor ve işlenmesi zorlaşıyordu. Bu iki bölgenin güneyinin de çöl olduğu düşünülünce, Babil ve Asur topraklarının insanların yerleşmesi için neden çok elverişli yerler olduğu daha iyi anlaşılır. Babil bölgesinin kuzey kesimlerine günümüzden en az 6. 000 yıl önce insanların yerleştiği bilinmektedir. Arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan buluntular bize, bu insanların küçük köylerde yaşadıklarını, tarım, hayvancılık, avcılık ve balıkçılık yaptıklarını göstermektedir. Bu eski Babilliler, kilden yapılmış kap kacaklar, taş ve kemikten yapılmış araç gereçler kullanıyorlardı. O çağlarda bölgenin coğrafi yapısı da farklıydı. Basra Körfezi, bugünkü konumuna göre 240 km daha içerideydi. Kuzeyde kurulan ilk yerleşim bölgelerinin hemen güneyi Basra Körfezi'nin suları altındaydı. Ama Fırat ve Dicle ırmakları, sürükledikleri topraklara körfezi sürekli dolduruyor ve bataklık da olsa yeni alanlar oluşuyordu. Bu topraklar çok bereketli olduğu için de hemen yeni yerleşim yerleri kuruluyordu. Böylece Babil, değişik bölgelerden farklı kabilelerin yerleştiği topraklar haline geldi.

Uygarlığın yükselişi

Babil ve Asur uygarlıklarına başlıca üç halk katkıda bulundu. Bunların en eskisi, Fırat ile Dicle ırmakları ağızları çevresinde yaşayan Sümerlerdi. Ama Sümerlerin kim oldukları ve Mezopotamya’da ne zaman ortaya çıktıkları bilinmemektedir. Mezopotamya'da ileri bir uygarlık kuran Sümerler, İÖ 3000'de Babil'in güneyini egemenliği altında tutuyorlardı. En ünlü Sümer kentleri Ur, Uruk, Lagaş ve Eridu'ydu. Sümerlerin en önemli buluşlarından biri, sözcükleri işaretlerle gösteren bir yazı sistemi geliştirmiş olmalarıdır. İÖ 2300 yıllarında, Sümerlerin topraklarını Akadlar ele geçirdiler ve Doğu Akdeniz'e kadar uzanan bir imparatorluk kurdular. Sonraları İran'dan gelen Persler Akadları yenilgiye uğratarak, pek çok Babil kentini yağmaladılar. Daha sonra Persler bölgeden çekildiler ve bu kez bölgeye Sümer kenti Ur egemen oldu. Bu egemenliği Dicle Irmağı'nın ötesinden gelen Elam orduları sona erdirdi. Bunun sonucunda, Mezopotamya'da üç kent devleti ortaya çıktı. Bunlar kuruluş sırasına göre İsin, Larsa, ve Babil’di. Bu kent devletleri, adını taşıdıkları kenti ve çevresindeki toprakları denetim altında tutuyorlardı.

Hammurabi dönemi

Hammurabi, Babil küçük bir kent devletiyken tahta çıktı. Elamlıların egemenliğine son verdi ve Babil devletini bir imparatorluğa dönüştürdü. İÖ 1770’lerde egemenliğini Anadolu ve İran içlerine kadar yaydı. Kendi adıyla biline bir dizi yasa çıkardı. Bu yasaların kazılı olduğu taş, Babil’in koruyucu tanrısı Marduk’un adına yapılan tapınakta duruyordu. Günümüzde Paris'teki Louvre Müzesi'ndedir. Hammurabi Yasaları’nın temelini, Sümer kent devletlerinin yüzyıllardır uyguladığı yasalar oluşturuyordu. Bu yasalar, Hammurabi’nin hükümdarlığının son yıllarındaki 282 davayla ilgili kararları kapsar. Kararlar, evlenme, boşanma, ticaret, ceza gibi konulardaki hükümleri içerir.

Babil

(Babylonia), Mezopotamya'da, adını aldığı Babil kenti (32°32′11″N, 44°25′15″E) etrafında kurulmuş eski bir imparatorluktur. Babil'in merkezi bugünkü Irak'ın El Hilla kasabası üzerinde yer almaktadır. Kuzey Babil Devleti ise, Şırnak ilinin İdil ilçesi güneyinde Babil köyünde kurulmuştur.

Batıda bilinen adı Babylon, Akadcadaki Babilu kelimesinin Yunanca varyantıdır. Kuran-ı Kerim'de şehrin ismi Babil olarak geçer.

İlk zamanlarda, yerleştiği yer Yeni-Babil İmparatorluğu M.Ö. 612. Eski Ahitte ismi Babel şeklindedir. Tercümesi popular etymologyde anlam olarak "kargaşa" demektir. "Ve Yahova "Bunların hepsi tek kavim" dedi. Konuştukları dil aynı, giriştikleri işi yarıda bırakacağa benzemiyorlar. Gelin de toprağa inelim, dillerini ayıralım şunların; birbirlerini anlayamaz olsunlar." Ve ademoğulları kentlerini kuramadılar. Oraya Bâbil dendi. Bâbil, yani karışıklık." (Tevrat; Bu Ülke, 75.)

Akadca bāb-ilûnun anlamı "Allah'ın Kapısı"demektir, tercümesi Sümerce Kadingirra. Dünyanın Yedi Harikasından biri olan Babil'in Asma Bahçeleri oradaydı.

Akadlar ve Sümerler'in toprakları üzerinde kurulmuş Babil, Sümerler'in Uruk kentinde başlangıçta sarayda hizmetçi olan Akad kökenli Kral Sargon'un, M.Ö. 23. yüzyılda sarayda iktidarı ele geçirmesi ile ortaya çıkmıştır. En ünlü kralları Hammurabi'dir.

Zamanla imparatorluğun kuzey topraklarında yaşayan Akadlar, imparatorluğun son dönemlerine kadar kendi kültürlerini koruyabilirken, sami kökenli olmayan Sümerler tarih sahnesinden silinmişlerdir.

 

Hammurabi Yasalarından Seçmeler

1)Bir kimse, bir diğerini esir eder ve onu köle ilan eder fakat bunu kanıtlayamazsa o zaman esir eden kişi ölümle cezalandırılır.
2)Bir kimse, bir adam hakkında bir suçlamada bulunur ve suçlanan kişi ırmağa gidip ırmağın üzerinden atlar da batarsa, suçlayan kişi onun evine sahip olur, ama ırmak suçlanan kişinin suçlu olmadığını kanıtlar ve o kişi canı yanmadan kurtulursa o zaman onu suçlayan kişi ölümle cezalandırılır ve ırmağı atlayan kişi kendisini suçlayanın evine sahip olur.
3)Bir kimse büyüklerinin huzurunda bir suç iddia eder ve yaptığı suçlamayı kanıtlayamazsa, iddia ettiği büyük bir suç ise ölümle cezalandırılır.
4)Bir yargıç bir davaya bakıp bir karara varırsa, hükmünü yazılı olarak sunar; daha sonra verdiği kararda bir hata ortaya çıkarsa ve bu kendi hatasından kaynaklanırsa, o zaman davada onun tarafından kararlaştırılan para cezasının on iki katını öder ve halka ilan edilerek yargıçlık makamından el çektirilir ve bir daha asla yargıçlık icra etmek için oraya oturamaz.
5)Eğer her hangi bir kişi borcunu ödeyemezse ve para için kendisini, karısını, oğlunu ya da kızını satarsa veya zorla çalıştırılmalarına izin verirse onları satın alan adamın ya da mal sahibinin evinde üç yıl süresince çalışırlar ve dördüncü yılda özgür bırakılırlar.
6)Bir rahibe ya da bir ******, babasından bir hediye ve dilediği şekilde onu satabileceği açıkça belirtilen bir vesika elde etmişse ve babası ölmüşse o zaman kime isterlerse mallarını ona verebilirler, kardeşleri hiçbir hak iddia edemez.
7)Bir oğul babasına vurursa onun elleri balta ile kesilir.
8)Bir adam başka bir adamın gözünü çıkarırsa onun gözü de çıkarılır.
9)Bir kimse başkasının kemiğini kırarsa onun kemiği de kırılır.

 

Yorum bölümü sadece üyelerimize açıktır...

Yorumlar   

# alituran 05-12-2017 06:32
Bilgiler harika çok yardımcı oldunuz. Sayenizde ödevimi kolayca yaptım çok teşekkürler. :)
Yöneticiye raporla
Top