Sümerler

Sümerler, M.Ö. 3500 - M.Ö. 2000 yılları arasında Mezopotamya'da yaşamış halk.Mezopotamya'da ortaya çıkan sayısız medeniyetin temelini Sümerler atmıştır. Ayrıca yazı ve astronomi de ilk kez Mezopotamya'da Sümerlerde ortaya çıkmıştır. Bazı araştırmacılar Sümerlerin Türklerle akraba olduğunu öne sürmüştür. Genel kanı Sümerlerin çağdaşı olan halklarla yakın etkileşimi sonucu benzerliklerin olduğu yönündedir. Yani belirli bir halk ile bilimsel bir akrabalık henüz kanıtlanamamıştır.

Birbirinden bağımsız site denilen şehir devletleri halinde yaşadılar. En önemli şehirleri; Ur, Uruk,Kiş,Lagaş ve Nippur'dur. Bu şehir devletleri Ensi veya Patesi denilen rahip-krallar tarafından yönetiliyordu.Bütün mezopotamya ülkesine hakim olan krala ise "Lugal-kalma" denir.Krallar başkomutan,başyargıç ve başrahip yetkilerine sahiptirler. Çok tanrılı inanca sahip Sümerlerin tapınaklarına Ziggurat denirdi. Zigguratlar yedi katlı olup toplam üç ana bölümden oluşur. İlk katlar erzak deposu,orta katlar okul ve tapınak,son katlar ise rasathane olarak kullanılmıştır. Yazının icadı serüveni bu tapınaklara dayanır. Mezopotamya'da evler ve tapınaklar taş az olduğundan kerpiç ve tuğladan yapılmıştır. Hem bu özelliğinden hem de sık sık istilalara uğradığından bu yapılar günümüze kadar ulaşmamıştır. Günümüz Uygarlığının temeli olan yazıyı (Çıvı yazısı) ilk kez Sümerler bulmuştur.(M.Ö. 3500) Tarihte İlk yazılı hukuk kuralları Sümerler tarafından oluşturulmuştur. Bu özellikleri ile Sümerlere dünyadaki ilk Hukuk devleti diyebiliriz. Otoritenin korunmak istenmesi hukuk kurallarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Lagaş Kralı Urukagine tarafından oluşturulan ilk yazılı kanunlar "fidye ve bedel" sistemine dayanıyordu. Sümerlerin en önemli edebiyat eserleri; Gılgamış Destanı, Yaradılış Destanı ve Tufan Hikayesi'dir. Sümerler Matematik ve Geometrinin temellerini atnışlardır. (Dört işlemi bulmuşlar, dairenin alanını hesaplamışlar, çarpma ve bölme cetvelleri hazırlamışlardır.) Sümerler astronomide de gelişmişlerdir. (Burçları bulmuşlar, bir ayı 30, bir yılı 360 gün olarak hesaplamışlardır.Ayrıca güneş saatini icat etmişlerdir. Dünyada ilk kez ay yılı hesabına dayanan takvimi Sümerler bulmuşlardır. Akadlar tarafından egemenliklerine son verilmiştir.

Kökenleri

Mezopotamya'nın yerli halklarından değildi, sümerologların okuduğu tabletlere göre halkın bir bölümünün Orta Asya'dan diğer bir bölümünün ise Doğu'dan Dilmun denilen bir ülkeden geldiği söyleniyor. Yine de kökenleri tam bilinmemekte. Bilinen bir gerçek Sami kökenli olmadıkları. Nitekim Sümerce Hint-Avrupa ve Sami kökenli dillerle akraba değildir, gerçi bazı özellikleri Ural-Altay dillerini hatırlatsa da herhangi bir akrabalık veya köken kanıtlanamamıştır. Atatürk'ün Türk Tarih Tezi'ne göre de Sümerler M.Ö. 3500 yıllarında Orta Asya'dan göç etmiştirler. Yine de bunu destekleyecek arkeolojik veya tarihi bulgular yoktur. Yine de örneğin Eski Önasya Tarihi uzmanı Hemmel, Sümerler’i tamamiyle Türk kavmi olarak kabul etmektedir. Orta Asya’dan MÖ 4500-MÖ 5000 yıllarında gelen Türkler'in Sümerler'i oluşturduğunu ileri sürer. Sümerce’deki 350 kelimenin Türkçe olduğu savunur.

Rus arkeolosijinin atası arkeolog Nikolsky şunları söyler: "Sümerlerin ana vatanı Aşkabad kentinin yakınındadır. Bu ülkenin kurganlarından arkeologlar taş, gümüş ve kilden yapılmış eşyaları bulmuşlardır ki bunlar, Mezopotamya'nın güneyindeki Sümer kurganlarındakilere çok benzerler. Bütün bunlar şu düşünceye getirir ki, Sümerler büyük bir ihtimalle bu günkü Türkmenistan'dan Mezopotamya'ya varmışlardır. Bu iki uygarlığın son analizi onların arasındaki birçok ortaklıkları göstermektedir. Sümerlerin baş Tanrıları olan En-Lil'in yerleştiği yer Mezopotamya'nın güneyindeki düzlükte değil, dağlarda olmuştur. Belki de Köpet Dağı'nın etekleri onların ana vatanı olmuştur"


Şu an Sümerce kendi başına ayrı bir dil olarak kabul edilmektedir. Sümerce ve Sümerler ile bazı topluluk, kültür ve dillerin yakınlığı genellikle tarih boyunca sürmüş olan etkileşimlerle açıklanmaktadır.

Tarihleri

Mezopotamya'da yaşayan birçok farklı kavimden ilk öne çıkan ve daha sonraki medeni oluşumların temelini atan Sümerlerdir. Gerek yazı, dil, tıp, astronomi, matematik gerekse din, fal, büyü ve mitoloji gibi alanlarda ilk öne çıkan ve bilinen toplum Sümerlerdir. "Yaratılış" ve "Tufan"a ilk kez Sümerlerde rastlanır. Sümer döneminde 18'i büyük olan yaklaşık 35 büyük şehir ve kasaba vardı. Bunlara örnek vermek gerekirse Kiş, Nippur, Zabalam, Umma, Lagaş, Eridu, Uruk ve Ur zikredilebilir.

Bir sümer şehri


Bu dönemde her kent genellikle surlarla çevriliydi. Her kentte en az bir tapınak bulunurdu. Sümerlerde tarihin belki de ilk kral listeleri ile karşılaşılır. Fakat bu listeler genellikle tarihsel gerçeklerin ötesinde mitolojik unsurlara da sahiptirler. Örneğin kral listesine göre Tufan'dan önce Sümerlerin yaşadığı bölgede efsanevi sekiz yönetici (ve dolayısıyla kent) mevcuttu. Kral listesine göre Tufan'dan sonraki ilk Sümer hanedanları Kiş, Uruk ve Ur'dur. Ünlü Gılgamış destanının kahramanı Gılgamış kral listesine göre Uruk Hanedanı'nın krallarındandır.

Lagaş'ta iktidara gelen Ur-Nanşe yaptırdığı inşaatlarla öne çıkmıştır. Urukagina da ilk yazılı reformları sayesinde tanınmıştır. Erken dönemlerde Sümerlerin ana tanrısı An'dır, fakat daha sonraki dönemlerde bu tanrı yerine Enlil Sümerlerin baş tanrısı konumuna yükselir. Enlil'in Nippur'da Ekur adında bir tapınağı vardır. Bu nedenle Nippur Sümerlerin dini başkenti sayılırdı ve burada tapınak yaptırmak veya bu tip inşaatlarda çalışmak, hizmetli olmak önemli sayılırdı.

MÖ 2400-2350 yıllarında Sümerler düşüşe geçerken, Akkadlar yükselişe geçmiştir. Sümerler,doğudan gelen Elâmlılar tarafından M.Ö 2000 yılında yıkılmıştır.

Sümerlerin çok amaçlı yapısı Ziggurat

Bilim

Yerleştiklerinde çanak-çömlek yapmayı ve madenleri işlemeyi biliyorlardı. Aşağı Mezopotamya'da Dicle ve Fırat nehirleri kıyısında Uruk, Lagaş, Eridu, Ur, Kiş gibi kent devletleri kurdular. Gelişmiş bir yapı tekniği kullanıyorlardı. Yerleştikleri kesimlerde muazzam bir sulama sistemi kurup, kanallar, barajlar ve bentlerle hem seli önleyip bataklıkları kuruttular hem de düzenli sulamaya dayalı bir tarım geliştirdiler. Tekerleği de icad eden bu toplum tarlaları öküzlerin çektiği sabanlarla sürüyorlardı.

60 rakamına dayanan seksajismal sayı sistemini kullanan Sümerler'in "sos" dedikleri bu 60'lık birim bütün zaman ve mekan hesaplarında kullanılmaktaydı ve onları bir uyum içersinde birbirine bağlıyordu. Ayı 30, yılı 360 gün olarak hesapladılar. Gece ve gündüzü 12'şer saate böldüler. Bir yılı 12 ay olarak hesapladılar. Ay ve Güneş tutulmasını hesapladılar. Aritmetik ve geometrinin temellerini attılar. Çarpma ve bölme cetvellerini buldular. Daireyi 360 dereceye böldüler.

Dil ve Yazı
İlk yazıyı M.Ö. 3200 yıllarında Sümerler buldular. İlk yazıları şekiller üzerine kurulu yani her varlık ve olay için bir şekil kullandılar. Çivi yazısı işaretleri geçmişteki bir resim yazısına dayanır. Bir kavramı ifade eden işaretlere ideogram adı verilir.

Sümerce'nin Hint-Avrupa ve Sami kökenli dillerle akraba olmadığı bilinmektedir. Dilin bazı özellikleri Ural-Altay grubu dilleriyle benzerlik gösterse de dil bu gruba dahil edilemez. Her ne kadar Sümer halkı iktidarı daha sonraları başka halklara bıraksa da, her zaman en yaygın konuşulan dillerden olmuştur. Özellikle dini kayıtlarda büyük bir öneme sahip olmuştur.
                                                                                                           Sümer Yazısı

Sosyal hayat ve din:

Devlet kentlerden oluşmuştu ve her kent surlarla çevrili idi. Kent içinde yüksek bir tepeye yapılan tapınak bulunurdu ki bu sosyal yaşamın merkezini oluşturmaktaydı.

Başlangıçta Anaerkil bir toplum yapısına sahiptiler. İşbölümünün derinleşmişti;Halk sınılara ayrılırdı.1. sınıfı din adamları ve askerler 2. sınıfı halk 3. sınıfı ise kölelerin oluşturduğu bir sınıflama yapıldı. Sürekli savaşlar sonucunda köle edinilmesiyle sağlandı buda halktan her insan'ın kolayca köle edinebilmesini sağladı. M.Ö. 3000-2500 yıllarında yüksek ruhbanlardan oluşan egemen sınıfları dinsel yapıya sahip kent devletlerinin yöneticileri olarak ortaya çıktılar. Bu kral-rahipler dinsel ve siyasal işleri yürütürlerdi. Bir kentin baş rahip aynı zamanda o kentin başkanıydı.

Hissedilen her nesnenin bir Tanrısı vardı ve insan görünümündeydiler, fakat insanüstü güçleri olan ölümsüz varlıklardı.Tanrılar, insanlara ne istediklerini bildirmez. Ancak insanlar onlara, kendilerinden istenileni sorarak öğrenebilirdi.

Sümer mitolojisinin en önemlilerinden biri Gılgamış Destanı'nda da adları geçen tanrılardan başlıcaları şunlardır:

Anu veya An: Gök tanrısı, önceleri baş tanrıyken sonra yerini hava tanrısı Enlil almıştır.

Enlil: Hava tanrısı, tanrıların babası, tapınağı Ekur Nippur kentindeydi.

Enki: Bilgelik tanrısı

Nimmah (Ninhursag): Ulu hanım, ana-tanrıça

Nanna (Sin): Ay tanrısı

Utu (Şamaş): Güneş tanrısı, ay tanrısı Nanna'nın oğlu.

İnanna (İştar): Aşk ve Bereket Tanrıçası

İlk defa Akadlar tarafından içten çökertildi ve bundan sonra bir daha eski haline gelemedi; M.Ö. 2000'li yıllardan sonra uygarlıkları bağımsız kimlikleriyle yaşayamadı. Ardından gelen Akad ve Babil uygarlıkları çoğunlukla Sümerler'in izlerini taşıdılar. Kendilerine özgü dilleri ve çivi yazıları uzun süre yaşadı. Sümer inanışları ve mitolojisi de Fenike - Yunan - Roma bağlantısıyla günümüze dek ulaştı. Şu an Dünyamızda kullanılan İncil, Tevrat ve Kur'an da da Sümer inanış ve felsefesinin izlerine rastlandığını iddia edenler vardır (bkz.Muazzez İlmiye Çığ).

İcatları

Sümerliler çivi yazısını,matematiği(4 işlem, dairenin alanı, çarpma, bölme)tekerlekli araçlar, astronomi(güneş saati,burçlar)tekneler,yün dokumaların boyaması ve ilk takvimi icat etmişlerdir.

Sümer ve Türk Dillerinin Tarihî İlgisi ve Türk Dilinin Yaşı Meselesi, Osman Nedim Tuna tarafından yazılan Sümerce ve Türkçe arasındaki ilişkiyi karşılaştırmalı olarak inceleyen kitap.

Yazarın tezi, her dilde başka dilden ödünç kelime bulunabileceğidir, nitekim, Sümerologlar da (mesela Landsberger) vaktinde Sümerce metinlerde geçen ama Sümerce olmayan, daha kuzeydeki (yani Anadolu'nun doğusu) bir kavimden alınmış olabilecek kelimeleri listelemiştir. Yazar işte o kelimeler üzerinde çalışır ve linguistik yöntemlerle onlardan 168 tanesinin Türk dilinin kelimesi olduğunu savunur

 

 

 

Yorum bölümü sadece üyelerimize açıktır...

Top