Anadolu Selçuklu Devleti


Anadolu Selçuklu Devleti Kuruluş Dönemi:

Hatırlayacağınız gibi, Türkmenlerin Anadolu’ya göçleri 11. yüzyılda başlamış ve 1071’deki Malazgirt Savaşı’ndan sonra daha da artmıştı. Alp Arslan’ın ölümünden sonra Anadolu’ya giren akıncı komutanlardan Kutalmışoğlu Süleyman ve kardeşi Mansur, Konya’dan İznik’e kadar olan bölgeyi ele geçirdi. 1075’te Bizans İmparatorluğu’nun önemli kentlerinden biri olan İznik’i aldı ve kendine merkez yaptı. Bu önemli fetihlerden sonra 1077’de Abbasi halifesinin onaylaması ile Anadolu Selçuklu Devleti kurulmuş oldu.

Süleyman Şah:

Bağımsızlığını ilan eden ve melik ünvanını alan Süleyman Şah, Orta Anadolu’da yaptığı fetihleri genişleterek Suriye’ye yöneldi. 1084’te Antakya’yı aldı. Antakya’nın alınması Süleyman Şah’ın İslam dünyasındaki prestijini daha da arttırdı. Süleyman Şah’ın Suriye’ye doğru ilerlemesi Suriye Melik’i Tutuş’un keyfini kaçırdı (Suriye Selçuklu Meliki Tutuş, Alp Arslan’ın Melikşah’tan sonraki ikinci oğludur). Bu iki büyük Selçuklu soylusunun ordusu 1086’da Halep yakınlarında karşı karşıya geldi.
Kutalmışoğlu Süleyman Şah’ın Kökeni

Kutalmışoğlu Süleyman Şah, Büyük Selçuklu Sultanı Alp Arslan’ın uzaktan akrabasıdır. Şöyle ki, Süleyman Şah, Selçuk Bey’in oğlu Arslan Bey’in oğlu Kutalmış’ın oğludur. Alp Arslan ise, Selçuk Bey’in diğer oğlu olan Mikail’in oğlu Çağrı’nın oğlu’dur. Yani hem Süleyman Şah hem de Alp Arslan Selçuk Bey’in dördüncü kuşak torunlarıdır. Selçuklularda, ülke ve devlet tüm hanedanın ortak malı olduğu için, Alp Arslan’ın uzaktan kuzeni olan Süleyman Şah, ülke yönetiminde söz sahibi bir komutan olmuş ve Anadolu’nun fethinde görev almıştır.

Süleyman Şah’ın ordusu kısa süre içinde dağıldı. Süleyman Şah, sonuna kadar savaştı ve yenileceğini anlayınca canına kıydı. Alp Arslan oğlu Tutuş’un Kutalmışoğlu Süleyman’ın ölüsü başında bütün soyumuza acı çektirdik” diye ağladığı, yas ilan ettiği, Süleyman Şah’ın ölüsünü kaldırıp namazını kaldırdığına dair rivayetler vardır.

Süleyman Şah’ın mezarı bugün Suriye’dedir. Mezarının başında bir Türk bayrağı çekilidir ve sürekli olarak bir Türk askeri nöbet tutmaktadır.

Süleyman Şah’ın ölümünden sonra Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah, Anadolu Selçuklu Devleti’ni doğrudan kendine bağladı ve Süleyman Şah’ın oğullarını başkent Isfahan’a götürdü ve onları orada yaşmaya mecbur etti. 1092 yılında Melikşah’ın ölümü ile Süleyman Şah’ın büyük oğlu I. Kılıç Arslan Isfahan’dan İznik’e kaçtı ve Anadolu Selçuklu tahtına oturdu.

I. Kılıç Arslan:

I. Kılıç Arslan Anadolu’daki egemenliğini genişletmek için mücadele etti. İzmir yöresine egemen olan Çaka Bey’i öldürüp kızıyla evlendi ve Ege bölgesine egemen oldu. Bizans saldırılarını önledikten sonra Orta Anadolu’ya yöneldi ve Danişmentlilerin elindeki Malatya’yı kuşattı. Ancak, kuşatma devam ederken Haçlı ordularının Anadolu’ya girdikleri haberini aldı. Bunun üzerine hızla İznik’e döndü. Haçlıların 1096’da İznik’i, 1097’de Eskişehir’i almaları üzerine iç kesimlere çekildi. Başkenti Konya’ya taşıdı ve Haçlılara karşı çete savaşları vermeye başladı. Çete savaşları vermesinin nedeni Haçlılara karşı koyabilecek büyüklükte ordusu olmamasıdır. I. Kılıç Arslan vur-kaç taktiklerini başarı ile uyguladığı bu çete savaşları ile Haçlı ordularını iyice yıprattı. Daha sonra, Danişmenlilerle ittifak kurarak bir Haçlı ordusunu yendi. Haçlı tehlikesi geçtikten sonra yeniden sefere çıkan I. Kılıç Arslan, doğuya sefer çıktı. Önce Danişmentlilerden Malatya’yı aldı, sonra Suriye’ye yöneldi ve Musul’u ele geçirdi. Bunun üzerine Büyük Selçuklu Sultanı Mehmet Tapar, I. Kılıç Arslan’ın üzerine bir ordu gönderdi. Habur Irmağı kıyılarında yapılan savaşı I. Kılıç Arslan kaybetti ve atı ile Habur Irmağını geçerken sulara kapıldı ve boğuldu (1107).

I. Mesud:

I. Kılıç Arslan’ın ölümü ile kısa süreli bir taht kavgası yaşandı. 1110 yılında, büyük oğlu Melikşah, 1116’da ise küçük oğlu Danişmentlilerin yardımı ile I. Mesud Anadolu Selçuklu tahtına çıktı. I. Mesut Bizanslılara karşı başarılı savaşlar yaptı. Anadolu’da Danişmentlilerin üstünlüğüne son verdi. 1147’de II. Haçlı ordusunu Ceyhan Irmağı kıyısında bozguna uğrattı. 1155 yılında başkent Konya’da öldü. I. Mesud zamanında Anadolu’da önemli eserler yapıldı.

II. Kılıç Arslan:

I. Mesud’un ölümünden sonra oğlu II. Kılıç Arslan tahta çıktı. II. Kılıç Arslan hükümdarlığının ilk yıllarında kardeşleri ile taht kavgası yapmak zorunda kaldı. Onları yendi ve ülkede güvenliği sağladı. Bizans ile anlaşarak batı sınırını güvence altına aldı. Daha sonra doğuya yönelerek Danişmentliler beyliğini tamamen ortadan kaldırdı. 1157 yılında Büyük Selçuklu Devleti’nin yıkılması üzerine Büyük Sultan” ünvanını kullanmaya başladı. Bizanslılar Anadolu Selçuklularının giderek güçlenmesi ve Türkmen akınlarının artması üzerine anlaşmayı bozdu. Bizans İmparatoru I. Manuel Komnenos büyük bir ordu ile Anadolu Selçuklularının üzerine yürüdü. 1176 yılında Denizli yakınlarında yapılan Miryokefalon Savaşı’nda Bizanslılar yenildi. I. Manuel Komnenos esir düştü. II. Kılıç Arslan, savaş tazminatı ödemek ve Selçuklulara biraz toprak vermek koşulu ile imparatoru serbest bıraktı.

II. Kılıç Arslan

Bu yenilgi ile, Bizanslılar Türkleri artık Anadolu’dan atamayacaklarını anladılar. II. Kılıç Arslan, Miryokefalon zaferinden sonra Anadolu’da fetihlere devam etti. II. Kılıç Arslan Anadolu Selçuklu Devleti’ni güçlü ve büyük bir devlet haline getirmişti ama kendisi daha ölmeden oğulları taht kavgalarına başladılar. Tam da o sırada III. Haçlı orduları Anadolu’ya girmişti. Haçlılar, II. Kılıç Arslan ile anlaşma yaparak Anadolu’yu pas geçtiler. II. Kılıç Arslan 1192’de öldü. 

Yükeseliş Dönemi

Hatırlayacağınız gibi, Anadolu Selçuklu Devleti Sultanı II. Kılıç Arslan Haçlılara ve Bizanslılara karşı başarılı savaşlar vermiş bir hükümdardı. Kendisi daha ölmeden oğulları taht kavgası yapmaya başladılar. 1192’de ölünce oğulları arasındaki bu kavga iyice arttı. İşin kötüsü, II. Kılıç Arslan’ın on bir tane oğlu vardı. Bu on bir kardeş arasındaki taht savaşını kazanan I. Gıyaseddin Keyhüsrev, tahta oturdu. Oturdu ama taht pek rahat değildi. Çünkü kardeşlerinden bazıları hala hayattaydı ve I. Gıyaseddin’i tahttan indirmeyi bir kere kafalarına koymuşlardı. Hatta, bir ara I. Gıyaseddin, tahtı kardeşi II. Süleyman Şah’a kaptırdı. Ama kaptırdığı gibi geri aldı ve 1204 yılında ikinci kez tahta çıktı. Bu krizi atlatan I. Gıyaseddin Keyhüsrev, ülkesinde huzuru sağladı. Bu tarihten itibaren, Anadolu Selçuklu Devleti büyük bir gelişme dönemine girdi. I. Gıyaseddin büyük fetihler yaptı. Trabzon Rum İmparatorluğunu yendi. Bu zafer ile Anadolu Selçukluları, Karadeniz’e çıkan bir ticaret yoluna sahip oldular. Bundan sonra Gıyaseddin, güneye yöneldi Antalya’yı fethederek Anadolu Selçuklu topraklarına kattı.

Antalya I. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında Anadolu Selçuklu Devleti tarafından Bizanslılardan alınmıştır. I. Gıyaseddin burada bir donanma kurdu. Böylece Selçuklular ilk kez denizciliğe başladılar. Antalya, bu dönemde Anadolu’nun en önemli ihracat ve ithalat limanı haline geldi.

Anadolu Selçuklu Sultanı I. Gıyaseddin Keyhüsrev, yaşamının son yıllarında, İznik Kralına savaş açtı. Eğer hatırlarsanız, İznik Krallığı 4. Haçlı Seferi sırasında Haçlıların İstanbul’u işgal etmesi üzerine İznik’e kaçan Bizans imparatoru tarafından kurulmuştu. 1211 yılında yapılan bu savaşta I. Gıyaseddin Keyhüsrev şehit düştü.

Keyhüsrev’in ölümü üzerine yerine oğlu I. İzzeddin Keykavus geçti. Keykavus, babasının fetihlerini devam ettirdi. Onun döneminde Sinop alındı ve ticaret limanı haline getirildi. Ermenileri ve Trabzon Rum İmparatorluğunu vergiye bağladı. 1220 yılında Eyyubiler üzerine yaptığı bir sefer sırasında öldü. Yerine kardeşi I. Alaeddin Keykubad geçti.

Tarihçiler, I. Alaeddin Keykubad dönemini Anadolu Selçuklularının en parlak dönemi olarak kabul ederler. Keykubad tahta çıktığı sırada Moğollar Anadolu’yu istila etmeye başlamışlardı. O da bu tehlikeye karşı çeşitli önlemler aldı. Önemli şehirlerin kalelerini onardı. Konya, Kayseri ve Sivas gibi önemli şehirlerin etrafına yeni surlar yaptırdı. Bir yandan Moğollarla dostluk ilişkisi kurmaya çalışırken, bir yandan da onlara karşı Eyyubilerle ittifak kurdu. Bu sırada Alanya kalesini alarak kendine kışlık merkez yaptı. Keykubad, devletin sınırlarını kuzeyde de genişletti. Sinop’ta hazırladığı donanmayı Karadeniz’in kuzeyindeki Kırım’a göndererek burada bir liman elde etti. Böylece Anadolu Selçuklu Devleti’nin Anadolu dışında da bir toprağı olmuş oldu. Doğuda ise, 1230 yılında Harezmşahları ‘Yassı Çimen Savaşı’nda yendi. Erzincan’ı alarak Mengücek devletine son verdi. Doğu Anadolu’da daha bir çok yeri denetim altına aldı. Ancak, hem Moğollara karşı yeni önlemler almaya çalıştığı hem de Eyyubilere karşı bir sefere hazırlandığı sırada zehirlendi ve öldü.

I. Alaeddin Keykubad döneminde Anadolu Selçuklu Devleti, ekonomik, siyasal ve kültürel açıdan en parlak dönemini yaşadı. Anadolu’da siyasi birliği büyük ölçüde sağladı. Bu başarılarından ötürü halk kendisine Uluğ Keykubad” (Büyük Sultan) adını vermişti.

Dağılma Dönemi

1237’de I. Alaeddin Keykubad’ın zehirlenerek öldürülmesi üzerine 16 yaşındaki oğlu II. Gıyaseddin Keyhüsrev tahta geçti. Ancak babası gibi başarılı olamadı. Zamanının çoğunu sarayda geçiren II. Gıyaseddin Keyhüsrev, devlet işlerini veziri Saadettin Köpek’e devretti. Özellikle onun döneminde ortaya çıkan iki önemli olay Anadolu Selçuklu Devleti’ni dağılma ve parçalanma sürecine soktu. Bu olaylar 1240’daki Baba İshak Ayaklanması ve 1243’deki Kösedağ Savaşı’dır.

Baba İshak Ayaklanması

1240 yılı başlarında, Baba İshak adı verilen bir derviş önderliğinde göçebe Türkmenler, Anadolu Selçuklu Devleti’ne karşı dev bir ayaklanma başlattılar. Baba İshak Konya’daki Anadolu Selçuklu sultanının ve adamlarının kafir olduğunu söylüyordu ve halkı onlara karşı isyan etmeye çağırıyordu. Ayaklanma Doğu Anadolu’da başladı ve tüm ülkeye yayıldı. İsyancı Türkmenler Amasya ve Sivas gibi önemli kentleri ele geçirdiler. Ayaklanma öylesine büyüktü ki, neredeyse bütün Türkmenler bu ayaklanmaya katılmışlardı. Hatta, bir ara Sultan II. Gıyaseddin Keyhüsrev korkarak Konya dışında bir yere kaçtı. Ayaklanmayı bastırmak üzere gönderilen Selçuklu komutanı Amasya’ya girdi ve Baba İshak’ı yakalayıp kale burcuna astı. Ama isyanı bastıramadı. Aksine isyan daha da büyüdü. Sivas’tan gelen yeni isyancılar Amasya’ya gelip bu komutanı yakalayıp astılar. İsyancı Türkmenler durmaksızın Konya’ya ilerlediler. Ancak, İsyancılar Kırşehir’in Malya Ovası’nda yeni bir Selçuklu ordusu ile karşılaştılar. Çocuklar hariç, kadınlı erkekli bütün isyancı Türkmenler kılıçtan geçirildi ve böylelikle isyan bastırıldı. İsyan bastırıldı ama Anadolu Selçuklu Devleti’ni fena halde yıpratmış oldu.

Kösedağ Savaşı

Baba İshak ayaklanmasının Anadolu Selçuklu Devleti’ni iyice zayıflattığını gören Moğollar, fırsat bu fırsat”deyip Anadolu’yu işgal etmeye karar verdiler. Moğol ordular Doğu Anadolu’ya girerek önce Erzurum’u işgal ettiler. Daha sonra, Selçuklu ordusu ve Moğol ordusu Sivas’ın doğusundaki Kösedağ’da karşı karşıya geldiler. II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in komutasındaki Selçuklu ordusu, sayıca fazla olmasına rağmen, yanlış savaş taktikleri yüzünden ağır bir yenilgi aldı.

Moğollar bu zaferden sonra Erzincan, Sivas ve Kayseri gibi kentleri ele geçirdiler ve yağmaladılar. Sultan II. Gıyaseddin Keyhüsrev Moğollarla anlaşma yaptı ve her yıl onlara vergi vermeyi kabul etti. Böylece, Anadolu Selçuklu Devleti Moğollara bağlı bir devlet haline geldi.

Kösedağ Savaşı’ndan sonra Moğollar Anadolu’da tam bir baskı kurdular. Koydukları ağır vergiler halkı zor durumda bıraktı. Moğol baskısının yanı sıra, artan Bizans saldırıları, siyasal cinayetler, doğal afetler ve salgın hastalıklar devleti büsbütün sarstı. Anadolu Selçuklu Devleti birkaç kez iki ve üçe bölündü.

Anadolu Selçuklu Devleti’nin Dağılışı ve Yıkılışı

Moğolların baskısının iyice artması üzerine, Anadolu Selçukluları birkaç başarısız ayaklanma denemesine giriştiler. Hatta, bu ayaklanmalardan birinde Memlüklü Sultanı Baybars’tan yardım istediler. Ordusu ile Anadolu’ya gelen Baybars 1277 yılında Elbistan ovasında Moğolları darmadağın etti. Ancak, Sultan Baybars’ın ülkesine geri dönmesinden sonra, Moğolların intikamı acı oldu. Çok sayda insanı acımasızca öldürdüler. Bundan sonra Anadolu tamamen Moğol egemenliğine girdi. Anadolu’yu atadıkları valilerle yönettiler. 1308 yılında, son sultan II. Mesud’un ölümünden sonra Anadolu Selçuklu Devleti yıkıldı.