Ekonomi ve Sosyal Hayat

COĞRAFİ KEŞİFLER

Avrupalıların çeşitli nedenlerle XV. yüzyılın sonunda bilinmeyen yerleri keşfetmek için yaptıkları gezilere coğrafi keşifler denir.

Nedenleri:

■Avrupalıların doğu ülkeleri gibi zengin olabilmek amacıyla yeni ticaret yolları arama­ları,

■İstanbul'un fethinden sonra Türklerin Doğu ticaret yollarına hakim olmaları,

■Avrupalıların açık denizlere çıkma ihtiyacı hissetmeleri,

■Avrupa'da değerli madenlerin az bulunma­sından dolayı kralların (İspanyol, Portekiz) gemici­leri desteklemeleri,

■Avrupalıların Hıristiyanlık dinini yaymak istemeleri,

■ vrupalıların dünyayı tanımak istemeleri,

■Avrupalıların pusulayı öğrenmeleri, gemi­cilik ve coğrafya bilgilerinin artmasıdır.

 

Keşifler

■Portekizli gemici Bartelmi Dias, Afrika'nın güney ucundaki Ümit Burnu'nu keşfetti (1486).

■İspanyol gemici Kristof Kolomb dünyanın yuvarlak olduğuna ve daima batıya gidilirse Hin­distan'a ulaşılacağına inanmaktaydı, ispanya'dan Atlas Okyanusu'na açıldı. Amerika kıtasına ulaştı (1492), buranın Hindistan olduğunu zannetti.

■1507'de Amerika Vaspuçi buranın yeni bir kıta olduğunu keşfetti. Yeni kıtaya Amerika adı verildi.

■Portekizli gemici Vasko Da Gama Ümit Burnu'nu dolaşarak Hindistan'a ulaştı ve Hint De­niz Yolu'nu keşfetti.

■Portekizli Mücellan 1519'da dünyanın yuvarlak olduğunu ispatlamak için Atlas Okya­nusu'na açılarak Büyük Okyanus'a ulaştı. Filipinler'de ölünce arkadaşı Del Kano tarafından dünya turu tamamlandı (1522). Böylece, dünyanın yu­varlaklığı ispatlandı.

 


Kesiflerin Sonuçları:

■Keşifler dünya tarihinde önemli sosyal, si­yasal, ekonomik ve dini değişikliklere neden ol­muştur. Bu durum keşiflerin evrensel yönünü orta­ya koymaktadır.

■Eski ticaret yolları değişti, ipek ve Baharat yollarının denetimi Avrupalıların eline geçti.

■islam dünyası ekonomik yönden zayıfladı.

■Keşfedilen yerlere özellikle Amerika'ya Avrupa'dan birçok insan göç etti.

■Amerika kıtasının eski bir medeniyet merke­zi olduğu öğrenildi.

■Akdeniz limanları eski önemini kaybetti.

■Atlas Okyanusu limanları önem kazandı.

■Keşif yapan milletler, keşfettikleri ülkeleri ele geçirerek sömürge imparatorluklar kurdular.

■Keşfedilen ülkelerde bol miktarda bulunan altın ve gümüş gibi madenler Avrupa'ya getirildi.

■Ticaretle uğraşan burjuva sınıfı zenginleşti.

■Burjuvalar, soyluların topraklarını satın ala­rak soyluların önemini kaybetmelerine neden oldu.

■Zenginleşen Avrupalılar, Rönesans'ın doğ­masına ortam hazırladı.

■Hıristiyanlık yayıldı. Kilise ve din adamlarına duyulan güven azaldı.

■ Coğrafi keşifler evrensel bir olay olduğu için birçok toplumu etkilemiştir.

 


DEVLETLER NASIL GELİŞİR?

Ülkeler arasında veya ülke içinde kâr ama­cıyla yapılan alışverişe ticaret denir.

Ticarette ham madde kaynaklarına yakın olmak çok önemlidir. Çünkü bir ürün çok el de­ğiştirdiğinde bedeli artar.

ilk Çağ'dan itibaren devletler ticaret yol­larını kontrol etmek istemişlerdir. Bunun için dev­letler birbirleriyle savaşmışlar, aralarında anlaş­malar yapmışlardır.

Dünya ticaretinde önem kazanan yollar Kral Yolu, İpek Yolu ve Baharat Yolu'dur.

 

Kral Yolu

Kral Yolu, Lidyalıların başkenti Sardes'ten başlayarak doğuya doğru ülkemizin orta kuzey kısmından Irak'ın Musul şehrine varmakta, Bağdat şehrinden geçerek Mezopotamya'daki Ninova şehrine ulaşmaktadır.

Asya kıtasından getirilen ticaret malları Ege üzerinden gemilerle Avrupa'nın önemli liman­larına taşınmaktadır.

Lidyalılar Kral Yolu sayesinde ekonomik alanında önemli kazançlar elde etmişlerdir.

Lidyalılar ticaret sayesinde komşu devlet­lere göre bilimde, sanatta ve teknolojide üstün bir konuma gelmişlerdir.

Lidyalılar tüccar bir toplumdu. Sosyal taba­kalar içerisinde tüccarlar, asiller ve büyük zenginler üst sıralarda yer almıştır. Bu da toplumun ekono­mik olarak gelişmesine katkı sağlamıştır.

 

Baharat Yolu

Baharat Yolu Hindistan'dan başlamaktadır. Uzakdoğu ülkeleriyle Batı ülkeleri arasında önemli bir görev üstlenmiştir.

■Baharat ürünleri önceleri Asya ülkelerinde kullanılmaktaydı. Daha sonraları ise Avrupa ülke­lerinde de kullanılmaya başlayınca bu ürünlerin önemi artmıştır.

■Baharat ürünleri pahalı olduğundan ancak zenginler satın alabilmekteydi.

■Baharat ürünleri Avrupa'ya iki yolla ulaş­maktaydı. Bunlardan birincisi Orta Asya üzerinden geçen ipek yol’uydu. Diğer yol ise Hindistan ve Seylan'dan Kızıldeniz'deki Akabe Körfezi'ne, Ye­men kıyılarına ya da Basra Körfezi'ne gelen deniz yoluydu. Bu kıyılardaki limanlarda, gemilere bo­şaltılan baharat, kara yoluyla Fenike ve Filistin kıyılarına, Mısır'dan İskenderiye’ye ve Karadeniz'e ulaştırılırdı. Oradan deniz yoluyla Avrupa'ya ta­şınırdı.

Baharat Yolu Bağdat'tan itibaren ipek Yolu ile birleşerek devam etmektedir.


İpek Yolu

Fatih Sultan Mehmet zamanında ipek Yolu'nun denetimi Osmanlı Devleti'nin eline geçmiş­tir.

■Yavuz Sultan Selim döneminde de Baharat Yolu'nun güvenliği Osmanlıların eline geçmiştir.

■Osmanlı Devleti'nin eline ipek ve Baharat yollarının denetimi geçince Avrupalılar yeni yollar bulmak amacıyla coğrafi keşiflere yönelmişlerdir.

 TOPRAK ANA

■ Toprak, bitki örtüsünün beslendiği kaynakların ana deposudur.

■ Toprağın üst tabakası insanlar ve diğer canlıların beslenmesinde temel kaynak teşkil etmektedir.

 


 









 

Ülkemizin kullanılabilir arazi varlığının oranı

■ Toprak en önemli doğal kaynaklardan biridir. Toprak tarım dışı kullanım, ağır metallerle kirletilmesi sonucu oluşan etkilerle kayıplara uğramakta ve verimi düşmektedir.

■ Toprak tüm canlılar için hayat kaynağıdır. Ülkemizde tarımı desteklemek ve geliş­tirmek amacıyla aşağıdaki projeler uygulanmaya konmuştur.

■ Doğrudan gelir desteği      Hayvancılık destekleri

■ Yem bitkileri üretim desteği

■  Süt desteği

■ Prim uygulamaları

■ Çay desteklemeleri

■ Faiz indirimli tarımsal krediler

■ Kırsal kalkınma yatırım desteği

■ Tarım reformu uygulama projesi

Cumhuriyetin ilanından sonra ülkemizde tarıma destek veren kuruluşlar şunlardır:

■Ziraat Bankası

■Tarım Kredi Kooperatifleri (TKK)

■ GAP idaresi Başkanlığı

■Devlet Su işleri Genel Müdürlüğü

■ Tarım Satış Kooperatifleri

■Ziraat Odaları ve Mesleki Örgütler

 

Tarım, en önemli sektörlerden biridir. Sanayi kuruluşlarında kullanılan ham maddelerin büyük bir kısmı tarımdan sağlanır.

Uyarı: Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze ka­dar geçen süreçte toplam nüfus içerisinde tarım­sal nüfusun azaldığını görüyoruz.

 

■Türkiye'de farklı iklim tipleri görüldüğünden tarım ürünlerinde de çeşitlilik görülür.

Türkiye'de Tarımın Önemi

■insanların ve hayvanların gıda ihtiyaçlarının önemli bir kısmı tarım ürünlerinden karşılanır.

■Bazı sanayi tesislerine ham madde sağlar, Yurdumuz tarım ürünlerinde kendi ihtiyacını karşılayabilen ve yetiştirdiği ürünleri dışarıya sa­tan az sayıdaki ülkelerden biridir.

■Türkiye'de çalışan nüfusun %25'i tarımla uğraşır.

■Dışarıya sattığımız ürünler içerisinde tarım ürünlerinin payı fazladır.

Tarımda Verimi Etkileyen Faktörler

■Sulama

■Gübreleme

■Tohum Islahı

■Makineleşme

■Zirai Mücadele

■Toprak Analizi

■Çiftçinin Eğitimi

■Pazarla

TIMAR SİSTEMİ

■Tarih boyunca insanların yaşamında top­rağın önemi oldukça fazla olmuştur. Milletler yaşamlarını toprak üzerinde sürdürürler. Geçim­lerini topraktan elde ettikleri ürünlerle sağlarlar.

■Dünyanın en büyük devletlerinden biri olan Osmanlı Devleti'nin, yaklaşık altı asır hüküm sürmesinde izlediği toprak sisteminin önemli bir payı vardır.

■ Osmanlı Devleti toprak sisteminde uygula­dığı politikayı kendisinden önceki Türk-İslam dev­letlerini örnek alarak oluşturmuştur. Tımarlar; eş­kinci, mustahfaz ve hizmet tımarı olmak üzere üçe ayrılmıştır.

Tımar sisteminin uygulanmasıyla;

■Devlet, üretimi denetim altına almış ve sü­rekliliği sağlamıştır.

■Eyalet askerleri bu sistem sayesinde yetişti­rilmiş, devamlı savaşa hazır bir ordu bulundurul­muştur.

■Ülkenin bayındır hâle gelmesi, araziden daha iyi faydalanılması, askeri masrafların azal­tılması, böylece gelirin artırılması sağlanmıştır.

■Tımar sistemiyle devlet, dirlik sistemi uygu­lanan yerlerde vergi toplama yükünden kurtul­muştur.

■Bu sistemle ülkenin her tarafına yayılan askerler sayesinde köylerde bile güvenlik sağlan­mıştır.

■Tımar sistemi ile merkezî otorite artırılmıştır.

 

İkta Topraklan

■Geliri, hizmet veya maaş karşılığı olarak komutanlara, askerlere ve devlet memurlarına verilen topraktır.

■Kendisine verilen toprağın vergisini topla­yan ikta sahibi paranın bir kısmı ile atlı asker bes­lerdi.

İkta sisteminin sağladığı faydalar;

■Devlet hazinesinden para harcamadan bü­yük ve güçlü bir ordu oluşturulmuştur.

■Üretimin artışı ve sürekliliği sağlanmıştır.

■ikta sahipleri bulundukları bölgelerde idare ve güvenliği sağlamışlardır.

■Devlet otoritesi en uzak bölgelere kadar yayılmıştır.

■Osmanlı Devleti bu sistemi geliştirerek Tı­mar sistemini oluşturmuştur.

■Osmanlı toplumunda ekonominin en önem­li kolu tarımdı. Tarım politikasını belirleyen en önemli uygulama tımar sistemidir.

 

■Bu sistemde toprağın mülkiyeti devlete, iş­leme görevi köylüye, vergisi sipahiye aitti.

■Köylü, toprağı sürekli işlemek ve miras hakkını devam ettirebilmek için bazı yükümlü­lükleri yerine getirmek zorundaydı.

Bu yükümlülükler şunlardır:

■Sebepsiz olarak toprağı terk edemezdi.

■Öşür ve diğer vergileri sipahiye ödemek zorundaydı.

■Toprağını sebepsiz olarak üç yıl üst üste boş bırakamazdı. Eğer bırakılırsa toprak kendisin­den alınırdı.

Bu yükümlülüklere karşı devlet de halkın gü­venliğini korumak ve düzeni sağlamakla görev­liydi. Vergiyi toplamakla görevli olan sipahinin de reayaya (halk) karşı yükümlülükleri vardı.

Bu yükümlülükler şunlardır:

■Köylünün güvenliğini sağlamak

■Üretim araçlarını temin etmek

■Tohum ve gübre ihtiyaçlarının karşılanma­sında köylüye yardımcı olmak

■Köylünün vergisini en kolay şekilde ödeme­sini sağlamak.

 

Tımar sistemi, zamanla bozulmaya başlamış ve bu uygulamaya ilk kez 1703'te Girit Adası'nda son verilmiştir. Ülkenin diğer yerlerinde uygulanan tımar sistemi ise 1812'den sonra araziler boş kal­dıkça uygulamadan kaldırılmıştır. 1839 yılında Tanzimat Fermanı ile bu sistem tamamen sona ermiştir.


 

Top