Ekonomi ve Sosyal Hayat
Meslek
Bir kimsenin geçimini sağlamak için yaptığı sürekli iştir.
■Toplum hayatında hiçbir meslek diğerlerinden üstün değildir. İnsanlar yaşamlarını sürdürebilmek için her mesleğin hizmetinden yararlanma ihtiyacı duyarlar.
■Bireyler mesleklerini seçerken ilgi duydukları ve hoşlandıkları alanlara yönelmelidirler.
■Aileler, çocukların seçecekleri mesleklere müdahale etmemeli, ilgi duydukları alanlara saygı duymalıdır.
■Kişi gelecekteki mesleğini seçerken şu sorulara yanıt vermeli, daha sonra seçimi gerçekleştirmelidir.
■Neler yapabilirim?
■Neleri yapmaktan hoşlanırım?
■Nasıl bir karaktere sahibim?
■Kazancı nasıl?
■Özellikle ilköğretim okullarının 7 ve 8. sınıflarında öğrenciler meslekler hakkında bilgilendirilmeli ve gerekli yönlendirmeler yapılmalıdır.
Okullar bizi hayata hazırlayan laboratuar görevi görmektedir. Gelecekte karşılaşacağımız sorunları önceden görme ve çözüm yolları geliştirme becerisi okullarda kazanılır. Meslek seçerken nelere dikkat edeceğimiz konusunda bizi bilinçlendirir.
Medrese
Osmanlı Devleti'nin dayandığı sistemlerin temel düşüncesini veren eğitim-öğretim sisteminin temel kurumu medreselerdir. Medrese sözcüğü ders okutulan yer anlamındadır.
■Türkler, Anadolu'ya gelmeden medrese kurmuşlardır. Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah döneminde Nizamiye Medresesi kurulmuştur.
■Nizamiye Medresesi, dünyanın ilk üniversitesi sayılmaktadır.
■Türkiye Selçuklu Devleti döneminde de birçok bilgin, edebiyatçı ve mutasavvıf Anadolu'ya davet edilmiş, Anadolu bilim ve sanat merkezi hâline getirilmiştir.
■Osmanlı Devleti, Türkiye Selçuklu Devleti'ni örnek alarak ilk medreseyi Orhan Bey döneminde iznik'te kurmuştur.
■Davud-ı Kayseri bu medreseye baş müderris olarak atanmıştır.
■Medrese eğitimi almak için yaş şartı yoktu. Fakat genç ve bekar öğrenciler tercih edilirdi.
■Medreselerde bir müderris en fazla 20 öğrenci okuturdu.
■Medrese öğrencileri sınav sonucu tespit edilirdi.
■Seçilen öğrenciler yetenek ve zekâlarına göre ayrı sınıflarda eğitim görürlerdi.
■Medreselerin yüksek bölümü (bugünkü üniversite) ücretsiz ve yatılıydı.
■Medreselerde öğrencilerin bütün ihtiyaçları bağlı oldukları vakıflar tarafından karşılanırdı.
■Medresenin yüksek bölümünden mezun olanlar medrese hocası (müderris, kadı veya yönetici) olurdu.
■Medreselerde okutulacak dersler ihtiyaç dikkate alınarak yetiştirilmesi hedeflenen gruplara göre belirlenirdi.
■Medreselerde belirlenen programlara göre İslami bilimler, matematik, geometri, mantık, tıp, felsefe, tarih, coğrafya, fizik, kimya, tabiat bilimleri vb. okutulmaktaydı.
■Osmanlı medreseleri kuruluş döneminden Tanzimat'a kadar ülkenin bilim ve adalet hayatına, önemli ölçüde de yönetime hakim olmuştur. Batıdaki gelişmelere ayak uyduramayan medreseler Tanzimat'tan sonra gelişmeyi engelleyen kurum hâline gelmiştir.
Medreselerin Bozulma Nedenleri:
■Müsbet bilimlerin giderek daha az okutulması
■Kanunlara aykırı olarak medreselere müdahale edilmesi
■Medreselerle ilgilisi olmayanlara müderrislik verilmesi ve ulema çocuklarına daha beşikte iken müderrislik payesi verilmesidir.
Osmanlı Devleti'nde Bazı Medreseler ve Kuruluş Yılları
1330 İznik Medresesi
1335 Bursa Medresesi
1385 Hüdavendigar Medresesi
1399 Yıldırım Medresesi
1413 Edirne Eski Cami
1471 Fatih Medresesi
1557 Süleymaniye Medresesi
Enderun
Devlet memuru, idareci, komutan ve sanatkâr yetiştirmek amacıyla kurulan bu saray okulu II. Murat döneminde Edirne Sarayı'nda açılmıştır.
■II. Murat Dönemi'nde, "Devşirme Kanunu"'ile ihtiyaca göre, üç beş senede bir Müslüman olmayan halktan 8-20 yaş arasındaki sağlıklı ve kuvvetli erkek çocukları. Acemi Oğlanlar Ocağı'na alınmaktaydı. Devşirilen gençlerin zeki ve kabiliyetli olanları saraya alınır, burada açılan Enderun Mektebi'nde eğitilirdi.
■ Osmanlı Devleti'nde Hıristiyan ailelerden devşirilen küçük çocuklar önce Müslüman Türk ailelerinin yanında yetişir, sonra Acemi Oğlanlar Saray ve Kışlalarında eğitim görürlerdi. Buradaki eğitimden sonra "çıkma" adı verilen dağıtıma tabi tutularak çeşitli askeri gruplara gönderilirlerdi. Bu gruplarda kabiliyet ve üstün yetenek gösterenler daha yüksek seviyede eğitilmek üzere Enderun'a alınırdı.
■Enderun'da iyi eğitim almış gençler, nitelikli devlet adamı veya usta sanatkâr olarak yetiştirilirlerdi.
■Enderun'da eğitim ve Öğretim birbirini izleyen yedi odada verilirdi.
Enderun'da eğitim dört konu üzerinde toplanmıştır.
1. Beden eğitimi
2. Uygulamalı saray işleri eğitimi
3. Yeteneklerine uygun bir sanat eğitimi
4. Teorik olarak İslami bilgiler eğitimi
Öğretim teorik ve uygulamalı olmak üzere iki şekilde yapılmaktaydı.
Uygulamalı olanlar, saray ve protokol hizmetleri, güreş, atlama, meç ve ok atma gibi spor çalışmaları hat sanatı, müzik ve bunun gibi güzel sanatlardır.
Teorik olanlarda; Türkçe, Arapça, edebiyat, tarih, fen bilimleri, matematik ve İslami ilimlerdir.
■Enderun mektebi, Osmanlı devlet hayatına çok sayıda sadrazam, vezir, yüksek rütbeli asker hattat, vaiz, müzisyen, ressam ve minyatür ustası yetiştirmiştir.
Sendika
İşçilerin veya işverenlerin iş, kazanç, toplumsal ve kültürel çıkarlarını korumak ve geliştirmek için aralarında kurdukları birliğe sendika denir.
■Sendikalar, işçilerin ekonomik, sosyal ve toplumsal haklarını korur.
■Sendikalar işçilerin birlik ve beraberlik içinde; dil, din, ırk ve inanç farkı gözetmeksizin bir araya geldikleri örgütlerdir.
Vakıflar
■Bir hizmetin gelecekte de yapılması için belli şartlarda ve resmi bir yolla ayrılarak bir kimse tarafından bırakılan mülk veya para olarak tanımlanır.
■Osmanlı Devleti'nde toplumun bazı ihtiyaçlarının karşılanması ekonomik durumları iyi olan kişilerin kurdukları vakıflara bırakılmıştır.
■Tarihin seyri içinde vakıflar; sosyal, ekonomik, eğitim, sağlık, sanat, mimarî, ulaşım ve bayındırlık alanında önemli rol oynamıştır.
■Osmanlı Devleti'nde başta padişahlar olmak üzere hanedan üyeleri yüksek dereceli devlet görevlileri çeşitli vesilelerle vakıflar kurmuşlardır. Böylece devlet birçok hizmeti para harcamadan yerine getirebilmiştir.
■Fethedilen topraklarda Türklere yerleşme imkânı sağlanmıştır
■Anadolu ve Rumeli'deki şehir, kasaba ve köylerin büyümesi ve bayındır hâle getirilmesi kolaylaşmıştır.
■Kurulan imaret, medrese, cami, mescit vb. yapılarla belde ve semtlerin oluşması sağlanmıştır.
■Vakıflar tarafından devletin egemen olduğu bölgelerde ulaşım, haberleşme ve taşımacılık, yol yapımı gibi alanlarda çalışmalar yapılmıştır. Ayrıca yollar, kervansaraylar ve hanlarla desteklenmiştir.
■Vakıflar, bütün eğitim ve sağlık kurumlarının finansmanı için önemli bir kaynak olmuştur.
■Vakıflar, devletin askeri yükünü de hafifletmiştir.
■Vakıflar ticaret hayatının gelişmesi, kolaylaşması ve ortak giderlerin karşılanması ile sosyal yardımlaşmada etkili olmuştur.
■Yönetim ve adalet teşkilatındaki bozulmalara paralel olarak vakıflar da etkinliklerini kaybetmeye başlamıştır.
II. Mahmut tarafından 1826da Evkaf Nezareti kurularak bütün vakıflar bu bakanlığa bağlanmıştır.
XIII. yüzyılın ilk yarısından XIX. yüzyılın ikinci yarısına kadar Anadolu'da, Balkanlarda ve Kırım'da yaşamış olan Türk halkının sanat ve meslek alanında yetişmelerini, ahlaki yönden gelişmelerini sağlayan bir kuruluştur.
-Ahi kelimesinin kardeş, arkadaş, yaren, dost, yiğit anlamına geldiğini söyleyebiliriz.
Kas gücü yerini makineye bırakıyor
Avrupa'da Rönesans hareketleriyle bilimsel gelişmeler başladı ve sonraki dönemlerde de devam etti.
■ Avrupalı bilginler, pratik bilgiler üzerinde çalışmalar yaptılar. Bu gelişmeler sonucunda bilim ve teknoloji ilişkisi sanayi inkılâbının doğması ortam hazırladı.
Sanayi İnkılâbı
El ve kas gücü yerine makinelerden faydalanma işine denir.
Nedenleri:
Sanayi inkılâbı 1950'de İngiliz James VVatt'ın buhar gücünü keşfetmesiyle tüm dünyaya yayılan teknolojik gelişme hareketidir. Bu teknoloji ilk olarak dokuma sektöründe kullanılmaya başlandı. Sonraki yıllarda ulaşım, madencilik, taşımacılık gibi alanlarda da kullanılmaya başlandı.
Sanayi inkılâbına kadar üretim insan ve hayvan gücüne dayanmaktaydı. Bu da doğal olarak hem zaman hem de daha fazla güç kaybına neden olmaktaydı.
İngiltere'de başlayan makineleşme kısa sürede diğer ülkelere yayıldı. Fransa, Hollanda, Almanya ve Avusturya'da sanayi hızla gelişti.
Sonuçları:
■insan gücünün yerini makine gücü almıştır.
■Küçük imalathaneler, yerlerini büyük fabrikalara bırakmıştır.
■ Buhar gücüyle çalışan lokomotifler ve çelik gemilerin yapılmasıyla ulaşımda büyük ilerlemeler sağlanmıştır.
■Pazar ve ham madde ihtiyacı artmıştır.
■Sömürgecilik gelişmiştir,
■işçi sınıfı ortaya çıkmıştır.
■Teknolojik gelişmeler sonucunda yeni yollar ve kanalların açılmasıyla (Panama ve Süveyş kanalları gibi) uluslararası ticaret canlanmıştır. ■Avrupa'da refah düzeyi yükselmiştir.
■Köyden kente göç başlamıştır.
■Dünya Savaşı'na neden olmuştur,
■İşçi ayaklanmaları başlamıştır.
■Kapitalizm, sosyalizm ve emperyalizm gibi akımlar doğmuştur.
Sanayi inkılâbı sonucunda günlük hayatta kullandığımız birçok sanayi ürünü hayatımızı kolaylaştırmıştır. Evlerimizdeki elektronik eşyalar, giysiler, kırtasiye malzemeleri bunlardan bazılarıdır.