Tarih Konuları İle İlgili İncelemeler

Ülkemizin kurtarıcısı, Türkiye Cumhuriyeti'nin  kurucusu ,büyük komutan ve devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım 1938 günü saat dokuzu beş geçe hayata gözlerini yumdu.O tarihten bu yana 10 Kasım'la başlayan hafta, yurdumuzda Atatürk Haftası olarak değerlendirilir. Bu hafta içinde; Atatürk'ün yaşamı, yurtseverliği, inkılap ve ilkeleri anlatılır. Ata'nın daha iyi tanıtılması amacıyla açık oturumlar düzenlenir. Radyo ve televizyonda, Atatürk'ün konuşmaları kendi sesinden dinletilir. Atatürk'le ilgili filmler gösterilir.
19 Mayıs 1919 günü Atatürk’ün Samsun’a milli mücadeleyi başlatmak için geldiği bir gün olması sebebiyle aslında Türk milletinin de kurtuluşunun başladığı gündür. Kurtuluş mücadelesinin başladığı yer olarak ta kabul edilmelidir. Atatürk’ün doğum gününü soranlara, 19 Mayıs’ı işaret etmesi bunun en büyük kanıtı kabul edilmelidir.19 Mayıs tarihinin yasa ile milli bayram ilan edilmesi bu günün anlam ve öneminin büyüklüğüne en büyük işarettir. Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasından sonra 13 Kasım 1918’de İstanbul’a gelen Mustafa Kemal Paşa, altı ay kaldığı bu ilde, vatanın kurtuluşu için çeşitli girişimlerde bulundu. Padişahla görüşerek bu konudaki düşüncelerini ona aktardı.

Bugün burada İstiklal Marşı’nın kabulünün 90. yılını ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 96. yılını kutlamak üzere toplanmış bulunuyoruz.

25 şubat 1915‘te  itilaf devletleri İngiltere ile Fransa’nın  Rusya’ya yardım götürmek ve Osmanlıyı savaş dışı bırakmak için açtıkları savaşa Çanakkale Savaşları denir.İngiltere ve Fransa sömürgelerinden topladıkları askerlerle beraber Çanakkale önlerine geldiler.Tarihteki en büyük donanmalardan biriyle Çanakkale Boğazını geçmeye çalıştılar.Ancak kahraman Türk ordusunun orada büyük bir tarih yazmak için  olduğunun farkında değillerdi.Sayıca üstün olan düşman kuvvetleri  Çanakkale Boğazı’nın iki yakasında bulunan “Seyyit Onbaşı” gibi Türk topçularının çapraz ateşi ve “Nusret Mayın Gemisi’nin” daha önceden Boğaz’a döşediği mayınların patlamasıyla  düşman gemilerini batırmış ve düşmanlar  Çanakkale Boğazı’nı geçememişlerdir.

Çanakkale’yi denizden geçemeyen düşman askerleri karadan çıkarma yaparak hedeflerine ulaşmak istemişler ama bu sefer de karşılarına  altın saçlı adam’ı   Mustafa Kemal ve binlerce  gözü kara Kınalı Aliler çıktı.Tarihin en kanlı savaşlarına sahne olan Gelibolu yarımadası Mustafa Kemal’in ”Size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum” emrini yerine getiren kahraman Mehmetçiklerimizin büyük  zaferine tanıklık etti. Çanakkale Geçilmez destanı yazıldı.

l.Dünya Savaşını 2 yıl uzatan  Çanakkale Savaşı sonrasında  itilaf devletleri emeline ulaşamamış, ordumuz ve milletimiz göğüs göğüse çarpışmış ve büyük bir zafer kazanılmıştır.yarım milyon insanın kaybedildiği savaşta 250 bin insanımızı vatanımız uğruna şehit verdik.

Milli Şairimiz Mehmet Akif’in;

Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi? 
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi, 
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya 
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.

dizelerinde anlatmaya çalıştığı kahramanlıklara daha sonra Kurtuluş Savaşı’nda da rastlıyoruz. Çanakkale Savaşları’nda  üstün askeri dehasını  gösteren Mustafa Kemal Kurtuluş Savaşı’nda da ordumuzun başında zaferden zafere koşmuş  ve milletimizi bağımsız bir devlete kavuşturmuştur..Savaşlar sırasında yeni kurulan Türkiye için  bir milli marşa ihtiyaç duyulmuştur.Açılan Milli Marş yarışmasına    ödülsüz olmak kaydıyla katılan  ve savaşın her anını en içten duygularla hisseden Mehmet Akif’ in yazdığı ve  o milletindir dediği İstiklal Marşı  kazanmıştır.Yapılan kanun değişikliğiyle İstiklal Marşı milli marşımız olmuştur.

Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u,Çanakkale Savaşları’nda şehit ve kahraman olan  aziz atalarımızı ruhları şad olsun  diyerek anıyor ve sözlerimi Mehmet Akif’ in bir soru üzerine söylediği  şu sözle bitirmek istiyorum . Allah Bu Millete Bir Daha İstiklal Marşı Yazdırmasın.

                                                                                 Ali Kemal SADIKOĞLU

                                                               Veliköy İlköğretim Okulu Sosyal Bilgiler Öğretmeni

 

Bağımsızlık Mücadelemizin önemli dönüm noktalarından biri olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılış yıldönümünü hatırlatması açısından 23 Nisanın önemi hepimiz için büyüktür. Bu önemli gün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak, 23 Nisan 1935 yılından itibaren kutlanmaya başlandı, Böyleikle Türkiye Cumhuriyeti’nin millî bayramı halini aldı.

23 Nisan 1921 yılında TBMM’nin açılışının birinci yılında kutlanmaya başlanan Hakimiyet-i Milliye bayramı ile Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin 23-30 Nisan’ı Çocuk Haftası ve haftanın ilk gününü de çocuk bayramı ilan ettiği 1929′dan itibaren kutlanmaya başlanan bayramdır. Bu iki bayram 23 Nisan 1935 yılında 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı adı altında bir araya getirilmiştir.

Hakimiyet-i Milliye bayramı , Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu gerçekleştiren TBMM’nin açılışını kutlamak amacını taşırken ; Çocuk bayramı savaş sırasında yetim ve öksüz kalan yoksul çocukların bir bahar şenliği ortamında sevindirmek amacını taşımakta idi.

1979 yılının Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Çocuk Yılı olarak ilân edilmesi üzerine, TRT Ankara Televizyonu Çocuk Programları Müdürü Tekin Özertem ve Yardımcısı Canan Arısoy tarafından bütün dünya çocuklarını kucaklamayı amaçlayan bir proje hazırlanmıştır. Bu proje, TRT Kurumunun üst yönetimi tarafından benimsenince organizasyon çalışmalarına başlanmış, böylece TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği’nin birincisi 23 Nisan 1979’da, Türkiye’de 5 ülkenin katılımıyla kutlanmıştır. Bunlar; SSCB, Irak, İtalya, Romanya ve Bulgaristan idi. TRT Uluslararası 23 Nisan Şenliği, artık her yıl yaklaşık 50 ülkenin katılımıyla kutlanmaktadır. 1979’dan 2000’e kadar başkent Ankara’da düzenlenmiştir. Daha sonraki yıllarda ise İzmir, İstanbul, Ankara ve Antalya gibi Türkiye’nin çeşitli büyük şehirlerinde kutlanmaya devam etmiştir.

23 Nisan 2000 Şenliği’ne onur konuğu olarak Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan’ın eşi Nane Annan katılmıştır. Gala günü mikrofona davet edilen Bayan Annan, Türkiye’de bulunmaktan ve kutlamalara katılmaktan mutluluk duyduğunu belirtmiş, eşi Kofi Annan’ın selâmlarını iletmiştir. Bayan Annan ayrıca çocukların isteklerine, bütün dünyayı “Evet” demeye davet etmiştir. Bu konuşmadan sonra 18 Nisan’da düzenlenen Uluslararası Çocuk Kongresinde çocuklar tarafından onaylanan “40 Ülke Çocuklarının Ortak Deklârasyonu” İngilizce ve Türkçe okunmuş, bu deklârasyon BM Genel Sekreteri Kofi Annan’a iletilmek üzere Nane Annan’a sunulmuştur.

Uluslararası şenliğe 8-14 yaşları arasındaki çocuklar katılmaktadır. Program yaklaşık 16 Nisan’dan 26 Nisan’a kadar olan süreci kapsamakta, çağrılan gruplar ortalama 20 çocuk ve 6 yönetici liderden oluşmaktadır. Konuk çocuklar, şenliğin yapılacağı kente 15 Nisana kadar gelmiş olur. Grupların başlarına, TRT tarafından bir rehber görevlendirilir, rehberler grubun liderleriyle koordinasyonu sağlar. Her grup, Şenliğin gerçekleştirileceği şehirdeki ilköğretim okulları aracılığı ile kendi yaşlarındaki bir Türk çocuğu ve ailesinin sıcak, sevgi dolu ortamında ağırlanır. Dünya çocukları böylece; Türk insanının güzel özelliklerini, ülkelerine döndüklerinde kendi ailelerine, çevrelerine ve toplumlarına yansıtmaktadırlar. Bu da şüphesiz Türk insanını mutlu etmektedir. Şenlik Haftası, Şenlik Yürüyüşü ile açılır. Yürüyüşte konuk gruplar, giydikleri millî kıyafetleriyle şehrin en büyük caddesinde, kendi müziklerini çalıp dans eder. Daha sonraki günlerde, konuk ülkeler büyük parklarda açık hava gösterileri sunarak, Türk halkıyla kaynaşır. Şenlik haftası; bu bayramı Türk çocuklarına armağan eden Ulu Önder Atatürk’ün, başkent Ankara’daki Anıtkabrini bütün dünya çocuklarının ziyareti ile devam eder. Bu ziyaretler; Türkiye Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Başbakan ve TRT Genel Müdürü’nün kabulü ile son bulur.

22 Nisan günü, galanın provaları için şenliğe katılan bütün çocuklar bir araya gelir. Büyük gün 23 Nisan’da ise TRT 23 Nisan Çocuk Şenliği Galası gerçekleştirilir. Yaklaşık 4 saat süren ve canlı olarak yayınlanan galada, bütün ülkeler, millî kıyafetleriyle hazırladıkları, ortalama 3 dakikalık millî gösterilerini, kendi müzikleri eşliğinde Türk izleyicisine sunar.

Her bir çocuğun kendi ülkesinden getirdiği selâmlarla devam eden gala; dostluk ve barış duygularıyla bütünleşen tüm dünya çiçeklerinin hep birlikte evrensel müzik eşliğinde el ele dans ederek eğlenmeleri ile son bulur. 24 ve 25 Nisan’da gerçekleştirilen piknik ve gezilerde, Türk ve diğer dünya çocuklarının kaynaşması, kardeşliği zirveye ulaşır. Bu etkinlikler, Türkiye ve konuksever Türklerin tanıtımına katkıda bulunur. Tarih 26 Nisanı gösterdiğinde artık hüzünlü saatler gelmiştir. Konuk gruplar gözyaşları içinde, burada kaynaştıkları Türk kardeşlerinden, ailelerinden ayrılarak, ancak barış ve dostluğu yanlarına alarak kendi ülkelerine geri dönmeye başlar. Bir duygu seli içinde yaşanan şenlik haftası, böylece sona erer.

İstiklâl Marşı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Milli marşıdır. Marşın sözlerini Mehmet Akif ERSOY yazmıştır.Türk Kurtuluş Savaşı'nın en  zor  döneminde, bir millî marşa duyulan gereksinmeyi göz önüne alan Milli Eğitim Bakanlığı, 1921yılında bunun için bir şiir yarışması düzenledi. Yarışmaya 724 şiir gönderildi.Kazanacak şiire para ödülü konduğu için başlangıçta Mehmet Akif katılmak istemedi.Ama millî eğitim bakanı Hamdullah Suphi'nin (TANRIÖVER) ısrarı üzerine,ödülsüz olmak şartıyla o da şiirini gönderdi.

Top